
Örnek Kararlarımız
Sevgili çocuklar, sizlerden gelen başvuruları incelerken hem haklarınızı korumaya ve geliştirmeye çalışıyoruz hem de kamusal alanda yapılacak düzenlemelerde başvurularda ifade ettiğiniz görüşleri yansıtmaya çalışıyoruz. Başvurularınızla ilgili kararlar sayesinde sizi ilgilendiren konularda görüşlerinizi sunmanızı sağlıyor, bu şekilde katılım hakkınızı destekliyoruz. Böylelikle çocuk hakları kültürünün gelişmesini de teşvik ediyoruz.
Başvurularınız sonucunda inceleme ve araştırmaya konu olan ve kamuoyunda da paylaşılması uygun bulunan kararlar, sizlere özgü hazırlanarak paylaşılmaktadır.
KDK’nın 2013 yılından beri çocukların hayatını etkileyen konularda aldığı kararların özetlerini çocukların ve gençleri KDK, verdiği kararlar ve çocuk haklarının farklı boyutları konusunda bilgilendirilmesi amacıyla KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (KDK) ÇOCUK HAKLARI KARARLARI başlığı altında derledik.
2023/967 numaralı başvuru hakkında verilen 02/03/2023 tarihli Gönderme Kararı
Kurumumuza çocuk internet sitemiz (www.kdkcocuk.gov.tr) üzerinden yapılan başvuruda başvuran çocuk, sallanan dişini çektirmek amacıyla Ağız ve Diş Sağlığı Merkezine gittiğini; […] isimli doktorun dişini neden evde çekmediğini belirterek kendisine ve annesine kızdığını, hakaret ettiğini, uygun bir üslupla ağız sağlığı hakkında bilgi vermesi gerekirken kendisine kötü muamelede bulunduğunu belirterek haklarının korunması talebinde bulunmuştur.
Kurumumuzca, başvuran çocuğa sağlık hizmetlerini veren kuruluşlardan yararlanma hakkının güvence altına alınması amacıyla, başvuruya konu diş hekiminin öncelikle çocuklar, engelliler ve hassas grupta olan diğer bireyler olmak üzere hastalarıyla kurduğu iletişimi, tutum ve davranışı hakkında yol gösterici, önleyici ve rehabilite edici bir inceleme ve araştırmanın yapılması, süreçten başvuruya konu çocuğun zarar görmemesi için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla talep ve iddianın değerlendirilmesi ve gereği için başvuru hakkında Sağlık Bakanlığına Gönderme Kararı verilmiştir.
2023/373 numaralı başvuru hakkında verilen 26/01/2023 tarihli Gönderme Kararı
Kurumumuza Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) çocuk internet sitesi (www.kdkcocuk.gov.tr) üzerinden yapılan başvuruda, başvuran çocuk Sakarya'da yaşadığını, iki senedir sitelerine fiber internet çekilmesi için çaba sarf ettiğini ama sonuç alamadığını, öğrenci olduğunu, altyapı olmadığı için derslerine çalışamadığını belirterek gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi, taraf devletlere çocukların bu haklardan fiilen yararlanabilmelerinin sağlanması çağrısında bulunmakta; çocukların gelişimleri ve sosyalleşmeleri için oyun, dinlenme, fiziksel ve kültürel etkinliklere yönelik ihtiyaçlarına, bu ihtiyaçların çocukların tercihleri ve kapasiteleri dikkate alınarak tasarlanmalarının önemine dikkat çekmektedir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi tarafından devletin sağlık, beslenme, eğitim, konut, sanitasyon ve çocuk adaleti alanlarının yanı sıra dinlenme, spor, sosyal-kültürel hizmetler alanlarında da çocukların uygun hizmetlere erişebilmelerini sağlayacak özel önlemlere başvurmasının beklendiği kaydedilmektedir.
Kurumumuza yapılan bu çocuk başvurusunun çocuk haklarına duyarlı idari hizmet bakımından iyi uygulama örneği olarak ivedilikle çözüme kavuşturulması, çocukların haklara erişimi konusunda, internete erişim ve dijital okur yazarlığı çocukların ifade özgürlüğü, toplumsal yaşama katılım ve eğitim haklarının bir boyutu olarak kabul edildiği de göz önünde bulundurularak çocukların eğitim hakkı ve bilgiye erişim hakkı kapsamında yerinde inceleme yapılması, çocuğun ikamet ettiği bölgeye internet bağlanması, amacıyla başvurunun gereği için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı’na Gönderme Kararı verilmiştir.
İdarenin cevabi yazısında, Türk Telekom tarafından müracaat sahibinin ikamet ettiği lokasyonda 27.01.2023 tarihine kadar erişim altyapısının bulunmadığı ancak 27.01.2023 tarihinde yapılan çalışmalar sonucunda VDSL erişim altyapısının tesis edilerek ilgili lokasyonun hizmet almaya elverişli hale getirildiği bilgisi Kurumumuza iletilmiştir.
2022/17977 numaralı başvuru hakkında verilen 14/12/2022 tarihli Gönderme Kararı
Kurumumuza çok sayıda çocuk tarafından yapılan başvurularda, katılımcı ve etkin bir şekilde yararlanıcısı oldukları ve Milli Eğitim Bakanlığının iştirakçi olarak desteklediği Eskişehir Karacaşehir’deki Eksi 25 Derneği Çocuk Köyünün Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geri alınmak istendiğini; halbuki çok sayıda atıl köy okulu olduğunu ifade ederek mağduriyetlerinin giderilmesi talebinde bulunmuşlardır.
Başvuru konusu hakkında ilgili idare ile yapılan görüşme ve Kurumumuzca gerçekleştirilen dostane çözüm girişimleri neticesinde, Eksi 25 Derneği ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında yapılan protokolün süresinin dolmuş olmasına rağmen, söz konusu okulda yapılan çalışmaların tamamlanabilmesi için, Protokolde öngörülen sürenin 2022/2023 Eğitim Öğretim Yılı sonuna kadar süre uzatıldığı bildirilmiştir.
2022/18215 numaralı başvuru hakkında verilen 07/06/2023 tarihli Tavsiye Kararı
Kurumumuza otizmli bireylerin haklarının korunması ve desteklenmesi amacıyla faaliyet gösteren Otizm Hakları Derneği tarafından yapılan başvuruda, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 04/07/2022 tarihinde yaz okulları programının başlatıldığı, programın amacının, COVİD-19 pandemi sürecindeki öğrenme kayıplarının telafi edilmesi ve öğrencilerin desteklenerek eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması olarak açıklandığı; ancak Bakanlık tarafından ülkenin her noktasında talep olması durmunda ücretsiz bir şekilde yaz okullarına erişimin sağlanacağı açıklanmış ise de otizmli öğrenci velilerinin yaz okulu açılan okullar ve yaz okulu hakkında bilgilendirilmedikleri; ayrıca, yaz okulllarının sadece matematik ve yabancı dil branşlarında açıldığı; halbuki otizmli öğencilerin zaten çoğunluğunun yabancı dil dersinden muaf tutulduğu; istisnalar dışında otizmli öğrencilerin matematik derslerini bireyselleştirilmiş eğitim programı üzerinden aldıkları; Mart 2020 yılından itibaren artan öğrenme kayıpları nedeniyle otizmli öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun olarak matematik öğrenmelerine dair yaz kurslarında da herhangi bir tedbir alınmadığı; dolayısıyla otizmli öğrencilerin yaz okulu kapsamı dışında kaldıkları iddia edilmekte ve özel gereksinimli çocuklara ilişkin olarak fırsat eşitliği temelinde verilmesi gereken yaz okulu ve destek eğitimi uygulamalarının incelenerek çocukların eğitim haklarının güvence altına alınması talebinde bulunulmaktadır.
Kurumuz tarafından yapılan inceleme ve araştırma neticesinde, Milli Eğitim Bakanlığının, kaynaştırma öğrencilerine yönelik telafi kurslarında özel destek eğitimi sunulmasına ve telafi dönemlerinde bireyselleştirilmiş eğitim programı hazırlanmasına yönelik herhangi bir mevzuat düzenlemesinin bulunmadığı, buna ilişkin gerekli olan öğretmen, sınıf, materyal, fiziki koşullara yönelik herhangi bir programlamanın yapılmadığı, ayrıca, yaz telafi kurslarında velilerin sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif eğitim faaliyetlerinden ziyade akademik faaliyetlere odaklanması nedeniyle sınıflarda genelde akademik başarıya yönelik olan derslere talebin yoğunlaştığı; bu nedenle, kaynaştırma öğrencilerinin destek almadan söz konusu derslere katılım sağlayamadığı hususlarının tespit edilmesi; ayrıca, Bakanlık tarafından örgün eğitim içerisinde kaç okulda ve hangi branşlarda özel gereksinimli çocuklara yönelik telafi desteği sunulduğuna yönelik herhangi bir veri paylaşılmaması nedeniyle, özel gereksinimli çocuklara ilişkin olarak ve özel gereksinimli çocuklar arasında fırsat eşitliği temelinde verilmesi gereken telafi eğitimi ve destek eğitimi uygulamalarına yönelik mevzuat düzenlemesi yapılması, özel gereksinimli çocuklara yönelik ayrıştırılmış verilerin ilgili birimler arasında koordineli bir şekilde tutulması; dolayısıyla, konuya ilişkin çok boyutlu ve bütünleşik politikalar geliştirilmesi hususlarında, Milli Eğitim Bakanlığına tavsiyede bulunulmuştur.
2022/19245 numaralı başvuru hakkında verilen 13/01/2023 tarihli Gönderme Kararı
Kurumumuza çocuğu […] Anadolu Lisesinde eğitim-öğretim görmekte olan […[ tarafından yapılan başvuruda başvuru sahibi, çocuğunun okulda sigara kullanımından dolayı kınama cezası aldığını, ancak aldığı cezanın “Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliği” ne aykırılık teşkil etmesine rağmen İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün kararı uygun gördüğünü belirterek mevzuata aykırı yapılan işlemlerin denetlenmesi talebinde bulunmuştur.
Kurumumuzca, başvuruya konu çocuk hakkında yürütülen disiplin işlem sürecinin ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak yürütülüp yürütülmediği; ayrıca, çocuk hakkında verilen disiplin kararının okul disiplininin çocuğun insan olarak taşıdığı saygınlıkla bağdaşır biçimde ve Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye uygun olarak yürütülmesinin sağlanması amacıyla, çocuğun psikolojik, sağlık durumu açısından ve lise son sınıf üniversiteye hazırlık döneminde olduğu dikkate alınarak çocuk hakkında verilen disiplin kınama cezasının ulusal ve uluslararası mevzuat çerçevesinde değerlendirilmesi amacıyla Milli Eğtim Bakanlığına Gönderme Kararı verilmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından iletilen cevabi yazıdan, başvuruya konu çocuk hakkında verilen kınama cezasının okul disiplin kurulu tarafından yeniden değerlendirilerek verilen cezanın iptal edildiği bildirilmiştir.
2022/16652 numaralı başvuru hakkında verilen 26/01/2023 tarihli Dostane Çözüm Kararı
Kurumumuza çocuk internet sitemiz (www.kdkcocuk.gov.tr) üzerinden yapılan başvuruda, başvuran çocuk, engelli değil tıp 1 diyabet hastası olarak özel gereksinimi olan bir çocuk olduğunu, çocukların psikolojisini düşünerek 18 yaş altındaki çocuklara engelli söylenmemesi için artık ÇÖZGER raporu verildiğini, bu raporla birlikte yaşamış olduğu Gaziantep’te belediye otobüslerinde kullanmak üzere serbest kart çıkardığını, kartların üzerinde engelli ibaresi olduğunu, kart renginin ve fotoğrafının diğer kartlardan farklı olduğunu belirterek kartın üzerinde engelli yazmasını istemediğini belirterek gereğinin yapılması talebinde bulunmaktadır.
Kurumumuzca gerçekleştirilen dostane çözüm girişimleri neticesinde, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile iletişime geçilmiş olup idarece yapıcı yaklaşım sergilenmiştir. Başvuran çocuğun babası ile de iletişime geçilmiş Belediye tarafından kimlik kartının talebi doğrultusunda çıkarılacağı bilgisi verilmiştir. 26/01/2023 tarihinde başvuran çocuğun babası tarafından Kurumumuz ile iletişime geçilmiş ve kimlik kartının düzenlendiği aktarılmıştır. Akabinde Kurumumuza gönderilen mailde kimlik görseli paylaşılmış ve talep doğrultusunda engelli ibaresi yerine “özel” ibaresine yer verildiği görülmüştür.
Şikâyete konu talebin ilgili idare tarafından yerine getirildiği anlaşıldığından anılan Yönetmeliğin 33/A maddesi gereğince Dostane Çözüm kararı verilmiştir.
2022/19030 numaralı başvuru hakkında verilen 16/06/2023 tarihli Tavsiye Kararı
Kurumumuza yapılmış olan başvuruda, çocuğun cinsel istismarı soruşturmalarında çok önemli bir işlevi olan Çocuk İzlem Merkezleri’nin işleyişinde önemli sorunlar bulunduğunu, bunlardan birinin cinsel istismar mağduru şüphesi ile Çocuk İzlem Merkezlerine gelen çocukların; günlük yeme-içme ve giysi ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için her bir merkeze ödenek tahsis edilmesi olduğunu ifade ederek Çocuk İzlem Merkezlerine gelen cinsel istismar mağduru çocukların merkezde bulundukları sürece günlük ihtiyaçlarının karşılanması için Çocuk İzlem Merkezlerine düzenli olarak ayrı ayrı ödenek tahsis edilmesi konusunda tavsiye kararı verilmesi talep edilmiştir.
Kurumumuza çocuk adalet sistemine ilişkin yapılan başvuruların incelenmesi ve karara bağlanmasında “çocuğun korunması ve çocuğun yüksek yararının gözetilmesi ilkesi esas alınarak çocuk adalet sisteminin onarıcı adalet yaklaşımıyla yapılandırılmasına yönelik çalışmaların tamamlanması, çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi, bu hususta gerekli yasal ve idari tedbirlerin alınması” ilke olarak benimsenmiştir.
Söz konusu ilke dikkate alınarak idarelerden temin edilen bilgi ve belgeler incelendiğinde ilgili idarelerce çocukların yüksek yararının öne çıkarılmasına ilişkin politika ve stratejiler gerçekleştirildiği ve bu yönde çalışmaların tamamlanması için çaba sarfedildiği gözlemlenmekle birlikte, Kurumumuzca çocuk adalet sistemine ilişkin yapılan her başvuru sistematik ve bütüncül bir yaklaşımla ele alındığından Çocuk İzlem Merkezlerine ilişkin birtakım iyileştirme çalışmalarına ihtiyaç duyulduğu değerlendirilmektedir.
Bu kapsamda; Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı da göz önünde bulundurularak; cinsel istismara maruz kalan çocukların, yaşadıkları travmaların defalarca tekrarlanmasından ve ikincil örselenmelerinden korumak amacıyla oluşturulan ve çocuk adalet sisteminin bir parçası olan Çocuk İzlem Merkezlerinin işleyişine ilişkin, çocuğun korunması ve çocuğun yüksek yararının gözetilmesi ilkesi esas alınarak çocuk adalet sisteminin onarıcı adalet yaklaşımıyla yapılandırılması amacıyla;
1. Hazırlık çalışması devam eden Çocuk İzlem Merkezleri Yönetmeliği çalışmalarına ilgili kamu ve STK görüşlerinin alınması,
2. İlgili Yönetmelikte Çocuk İzlem Merkezlerine gelen cinsel istismar mağduru çocukların merkezde bulundukları sürece günlük ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik açık ve belirleyici düzenlemelere de yer verilmesi,
3. Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin “İlkeler” kenar başlıklı 11 nci maddesinin birinci fıkrasındaki düzenleme gereği, “mağdurlara, mağdurların yakın akrabalarına ve bunların bakımından sorumlu kişilere gerekli desteğin sağlanması, etkili sosyal programların oluşturulması ve çeşitli disiplinleri içeren yapıları kurulmasını” teminen ilgili idareler arasında koordinasyon ve işbirliği sağlanarak hali hazırda devam eden çalışmaların en kısa sürede tamamlanması,
4. Hedeflenen çalışmaların 63 sayılı Suç Mağdurlarının Desteklenmesine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 12 nci maddesinde belirtilen “adli desteğe ihtiyaç duyan kişilere ve suç mağdurlarına yönelik sunulan hizmetlerin etkinliğini ve verimliliğini artırmak, hizmet sunumunda karşılaşılan sorunların çözümüne ilişkin önerilerde bulunmak ve sunulan hizmetin koordinasyonunu sağlamak” amaç doğrultusunda kurulan Danışma Kurulu çalışmalarında, yukarıda belirtilen Çocuk İzlem Merkezlerine yönelik tavsiyelerin dikkate alınması,
5. Yukarıda belirtilen ivedi tamamlanması tavsiye edilen Çocuk İzlem Merkezleri Yönetmeliğinin en kısa sürede tamamlanarak yayımlanması,
amacıyla Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Aile Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına Tavsiyede bulunulmasına karar verilmiştir.
Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığının cevabi yazısında, Danışma Kurulunun 2023 yılında gerçekleştirilecek olan toplantısına kadar Danışma Kurulu Karar Tutanağında yer alan ve Sağlık Bakanlığının görev alanına giren kararlara ilişkin yapılacak çalışmaların bir sonraki Danışma Kurulu toplantı tarihi temel alınarak planlanması, bu husustaki geri bildirimlerin Başkanlıkla paylaşılması ve alınan kararların merkez ve ilgili taşra birimlerine duyurulması hususlarının, 27.12.2022 tarihinde Sağlık Bakanlığına yazılı olarak bildirildiği, 16.01.2023 tarihinde, ÇİM'lerin ve AGO'ların işleyişi, Danışma Kurulu toplantısında alınan kararlar ve bu kararlarla ilgili yürütülen çalışmalar konusunda Sağlık Bakanlığının ilgili birim temsilcilerinin katılımıyla Başkanlığın ev sahipliğinde bir değerlendirme toplantısının gerçekleştirildiği, anılan toplantıda;
1. ÇİM’lerin 2023 yılı sonuna kadar tüm il merkezlerinde kurulumunun sağlanması,
2. Pilot olarak belirlenecek olan büyük ölçekli bir il merkezinde ÇİM’lere Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) kurulması, uygulamanın başarılı olması halinde Ülke genelinde yaygınlaştırılması,
3. 5271 sayılı Kanunun 236 ncı maddesinin beşinci fıkrasında değişiklik yapılarak çocuklar yönünden basit, nitelikli cinsel suç ayrımının kaldırılması,
4. Yetişkin cinsel suç mağdurlarına yönelik “Tıbbi Destek Merkezleri”nin yaygınlaştırılması, hususlarında mutabık kalındığı,
Ayrıca, Danışma Kurulunun 2023 yılında gerçekleştirilecek olan üçüncü toplantısına yönelik yapılacak hazırlık çalışmaları kapsamında, Danışma Kurulu ikinci toplantısında alınan kararlardan Sağlık Bakanlığının görev alanına girenlere ilişkin yapılan çalışmalar ile yapılması planlanan çalışmaların Başkanlığa bildirilmesi hususlarının 16.06.2023 tarihinde Sağlık Bakanlığından yazılı olarak talep edildiği belirtilmiştir.
Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünün cevabi yazısında ise, sorumlu kuruluşların sunduğu raporlar doğrultusunda Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından derlenen Yıllık İzleme Raporu çerçevesinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı başkanlığında kurum ve kuruluşların üst düzey temsilcilerinin katılımı ile yıl içinde toplanan “Çocuk Hakları İzleme ve Değerlendirme Kurulu” tarafından Eylem Planı’nın yıllık değerlendirmesinin yapılacağı,
Eylem Planında yer alan eylemlerin tüm kurumlar tarafından eşgüdüm içerisinde uygulanmasının gerektiği, söz konusu izleme sürecinde Çocuk İzlem Merkezlerine yönelik yapılan çalışmaların etkin bir şekilde takip edilmesinin sağlanacağı belirtilmiştir.
Çocuk adalet sisteminin bir parçası olan Çocuk İzlem Merkezleri ile ilgili yapılan başvurularda inceleme yapılırken çocuğun korunması ve çocuğun yüksek yararının gözetilmesi ilkesi esas alınarak çocuk adalet sisteminin onarıcı adalet yaklaşımıyla yapılandırılması amaçlanmıştır.
Cinsel istismara maruz kalan çocukların, yaşadıkları travmaların defalarca tekrarlanmasından ve ikincil örselenmelerinden korumak amacıyla oluşturulan ve çocuk adalet sisteminin bir parçası olan Çocuk İzlem Merkezlerine ilişkin ilişkin verilen tavsiye kararı ile de Çocuk İzlem Merkezleri Yönetmeliğinin tamamlanması ve yayınlanmasında da Kurumumuz sürecin yakından takipçisi olacaktır.
2022/2711 numaralı başvuru hakkında verilen 08.04.2022 tarihli Dostane Çözüm Kararında
Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde çocuk hakları; yaşam, gelişim, korunma ve katılım hakları olarak dört grupta ele alınmaktadır. Sözleşme uyarınca, çocukların kendilerini etkileyen kararlara ilişkin görüşlerini dile getirme ve karar alma sürecine etkin katılımı Sözleşme’nin temel ilkeleri arasında yer almaktadır; Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 12’nci maddesinde düzenlenen ‘çocuk katılımı’, Sözleşme’de yer verilen tüm diğer hakların yaşamda karşılık bulması için, çocukların kendi fikirleri olan ve bu fikirleri özgürce ifade edebilen, kendilerini ilgilendiren karar alım süreçlerinde söz hakkına sahip bireyler olarak kabul edilmeleri gerektiğini belirtmektedir. Bu amaç doğrultusunda; Kurumumuza çocuklar tarafından her başvuru da öncelikle, çocuğun katılım hakkını gerçekleştirdiği bir süreç olarak görülmekte ve diğer hakların yaşama geçmesinin önemli bir aracı olarak değerlendirilmektedir.
Bu kapsamda çocukların kendilerini ilgilendiren kararlara doğrudan katılımlarının en güzel örneklerinden birini temsil eden ve çok sayıda çocuk tarafından Kurumumuza yapılan ve haklarında birleştirme kararı verilen başvurularda çocuklar, eğitim-öğrenim gördükleri okulun bahçesine yeni bir anaokulu binası yapılacağını ve bahçelerinin daralacağını belirterek eğitim hakları ile sağlıklı yaşama haklarının korunması amacıyla okuldaki yeşil alanların korunması talebinde bulunmuşlardır.
Başvuru konusu hakkında ilgili idare ile yapılan görüşme ve Kurumumuzca gerçekleştirilen dostane çözüm girişimleri neticesinde, İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından başvuru konusunun çözümüne yönelik yapıcı yaklaşım sergilendiği, gerek çocukların gerekse de bölgede yaşayan insanların sağlıklı bir çevrede yaşama hakları açısından ağaçlar sökülmeden de alternatif başka bir alan belirleme yönteminin tercih edildiği, dolayısıyla çocukların görüş ve önerilerine değer verilerek katılım haklarının desteklendiği, bununla birlikte nitelikli eğitimin ayrılmaz parçası olan oyun alanlarının korunarak çocukların oyun haklarının güvence atına alınması hususunda gerekli girişimlerde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
2022/1841 numaralı başvuru hakkında verilen 18.02.2022 tarihli Gönderme Kararında
Kurumumuza çocuğa yönelik şiddet ve olumsuz tutum ve davranış içerikli başvuruların çoğunluğunu öğretmen tutum ve davranışları oluşturmaktadır. Konuya yönelik idare ile yapılan yazışmalar veya KDK kararları akabinde eğitimcilere uyarı veya kınama gibi disiplin yönünden cezaların verildiği izlenmekle birlikte, daha ziyade şiddetin her türünü dışlayan ve pedagojik formasyonun güçlendirilmesine yönelik bir eğitim programı oluşturularak öğretmenlerin tutum ve davranışlarında değişiklik yaratılması, farkındalık ve zihniyet dönüşümü hedefleyen çalışmalar yürütülmesi amaçlanmaktadır.
Bu kapsamda Kurumumuza yapılan başvuruda anne, çocuklarının sınıf öğretmeni tarafından fiziksel ve sözel şiddete maruz kaldığını, öğretmenin, diğer çocukların yüzüne defterle, kafasına kitapla vurması, kulak ve saçlarını çekmesi nedeniyle çocuklarının okula girmekten korktuğunu; Ekim 2021 ve en son Ocak 2022 tarihlerinde çocuklarının şiddete maruz kaldığını ve çocuğunu hastaneye götürdüğünü, konuyu okul müdürüne ilettiğini, öğretmenin davranışları nedeniyle çok sayıda mağdur öğrenci ve veli olduğunu ifade ve iddia ederek çocuklarını birey olarak kabul edecek, onları küçük düşürmeyecek farklı bir öğretmenle eğitim-öğretim görmesi talebinde bulunmuştur.
Çocuk Hakları Sözleşmesi ve ulusal yasal mevzuat gereğince, başvuruya konu öğretmenin öğrencilerle kurduğu iletişim ve öğrencilere yönelik sözel ve fiziksel şiddet ve hakaret iddiaları ve başvurucunun öğretmen değişikliği talebi hakkında; ayrıca öğretmenin, gerekli uzmanlığa ve yeterliliğe sahip olup olmadığı hususlarında, inceleme ve soruşturmanın yapılması, bu bağlamda, yapılacak inceleme ve soruşturmadan başvurucu ebeveynin çocukları başta olmak üzere okuldaki diğer çocukların zarar görmemeleri, yüksek yararlarının gözetilmesi amacıyla, soruşturmanın gizlilik çerçevesinde yürütülmesi ve gerekli her türlü idari önlemin alınması, soruşturma sonrası tutulacak raporun bir örneğinin Kurumumuza iletilmesi, başvuru hakkında gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması amacıyla başvuru Milli Eğitim Bakanlığına iletilmiştir.
İdare tarafından iletilen cevabi yazı ve soruşturma raporunun örneğinden, öğretmen hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun amir hükümleri uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezasının uygulandığı anlaşılmıştır.
2022/1601 numaralı başvuru hakkında verilen 03.03.2022 tarihli Gönderme Kararında
Kurumumuza devlet koruması ve bakımı altında olan cocuklar tarafından veya onlar adına yetişkinler tarafından yapılan başvuru konuları arasında genel olarak bakım tedbir kararlarının uzatılması, sağlık tedbir kararı verilmesi, başka bir çocuk evine nakledilme, eğitim hakkının güvence altına alınması, reşit olduktan sonra Sosyal Hizmetler Kanunu kapsamında istihdam edilme talepleri bulunmaktadır. Söz konusu başvurular, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 20’nci maddesinde düzenlenen, geçici ve sürekli olarak aile çevresinden yoksun kalan veya kendi yararına olarak bu ortamda bırakılması kabul edilmeyen her çocuğun, devletten özel koruma ve yardım görme hakkına sahip olacağı ve çözümler üretilirken çocuğun yetiştirilmesinde sürekliliğin korunacağı taahhütleri bağlamında çocuğun üstün yararı gözetilerek incelenmektedir.
Bu kapsamda Kurumumuza yapılan bir başvuruda, başvurucu, hakkında korunma ve bakım tedbir kararı alınmış olduğu için devlet koruması altında yetiştiğini; reşit olması sebebiyle 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu kapsamında istihdam edilmek üzere isminin 2022 Mayıs ayında bilgi işlem sistemine eklenmesini, 2022 Mayıs ayında tercih yapmak istediğini belirterek istihdam edilme talebinde bulunmuştur.
Kurumumuzca, “Kuruluş Bakımından Ayrılan Gençlerin Sosyal Yönden Desteklenmesi Projesi”; reşit olarak veya akademik yaşamlarını tamamlayarak kuruluş bakımından ayrılan ve “2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu kapsamında istihdam hakkı” bulunan gençlerin, uzun vadeli sigorta kollarına tabi bir işte ilk kez istihdam edilmelerinden bir ay sonrasına kadar konaklama ve yemek ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik sosyal hizmet projesi kapsamında başvuranın talebi doğrultusunda başvuranın durumunun değerlendirilmesi, varılacak sonuç uyarınca işlem yapılarak sonucundan bilgi verilmesi, bu hususta çözüme yönelik bir işlem tesis edilmedi ise bunun gerekçelerinin bildirilmesi hususunda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına Gönderme Kararı verilmiştir.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Kurumumuza iletilen yazıda, başvurana ait uzatma kararının kişinin kendi talebi doğrultusunda 10.09.2021 tarihinde sonlandırıldığı; başvuranın bu tarihe uygun olan ilk atama döneminde (Aralık 2021) kuraya girmek için hak sahibi olduğu, 2828 sayılı Kanun’un Ek 1'inci maddesi kapsamında ilk tercihi olan 2022 yılında Adalet Bakanlığına yerleştirmesinin yapıldığı, daha sonra atandığı kurumda işe başlamadığını belirten dilekçesi üzerine ilk atama dönemine (2022 Mayıs) kuraya dahil olması için eklendiği bildirildiğinden, devlet koruması altından ayrılan reşit bireyin kendi kendine yeterli duruma gelerek hayatını sürdürebilmesi amacı doğrultusunda idare tarafından gerekli işlemlerin başlatıldığı anlaşılmıştır.
2022/4631 numaralı başvuru hakkında verilen 16/05/2022 tarihli Gönderme Kararında
Kurumumuza mülteci statüsündeki çocukların haklarının temin edilmesi amacıyla bizzat mülteci çocuklar tarafından veya onların adına yetişkinler tarafından yapılan tüm başvurular çocuklar için alınması gereken bütün önlemlerde çocuğun üstün yararı gözetilerek Çocuk Hakları Sözleşmesinde güvence altına alınan tüm haklar açısından hassasiyetle incelenmektedir.
Bu kapsamda Kurumumuza yapılan bir başvuruda, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınan özel gereksinimli çocukların rehabilitasyon, eğitim, sağlık haklarının mülteci çocuklara eşit şartlarda sağlanması için gerekli önlemlerin alınması amacıyla mülteci öğrencisi adına başvuruda bulunan öğretmen, öğrencisinin serebral palsili bir çocuk olduğunu, eğitim hizmetlerinden faydalanabildiğini; ancak rehabilitasyon ve sağlık hizmetlerinden faydalanamadığını belirterek benzer şekilde olan diğer mülteci çocukların da sağlık ve özel eğitim rehabilitasyon hizmetlerinden faydalanması talebinde bulunmuştur.
Başvuru hakkında ilgili idarelere Gönderme Kararı verilmiştir. İlgili idareler tarafından iletilen cevabi yazılardan, mevzuat gereği özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kayıt olabildiği; dolayısıyla yabancı uyruklu bireylerin özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine kayıt olmasının ve bu kurumlardan eğitim almasının uygun görülmediği; diğer taraftan çocuğun Ulusal Sağlık Sisteminde yapılan incelemede birçok kez aile hekimliğinde ve hastanelerde muayene olabildiği ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu 5. maddesi (d) bendi gereği çocuk hakkında ilgili mahkemeden sağlık tedbir kararı talep edildiği; ayrıca aile üyelerinin düzenli gelirlerinin olmaması nedeniyle idarece ailenin sosyal ve ekonomik destek hizmetinden faydalanarak çocuğun yeterli yaşam standardına sahip olabilmesi amacıyla uygun sosyal hizmet işlemlerinin başlatıldığı anlaşılmıştır.
2022/14813 numaralı başvuru hakkında verilen 11/10/2022 tarihli Gönderme Kararında; Kurumumuza mülteci çocukların eğitim haklarının güvence altına alınması amacıyla mülteci alanında faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşunda görev yapan sosyal hizmet uzmanı tarafından yapılan bir diğer başvuruda, Farsça konuşan çocuk adına başvuruda bulunduğunu, başvuran çocuğun Afganistan uyruklu sığınmacı olduğunu, dört kardeşiyle birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerine erişemediklerini zira hem kimliklerin aktif olmadığını hem de adres kayıtlarının güncel olmadığını, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişebilmek için […] Sosyal Hizmet Merkezinden evlerine incelemeye geldiklerini, kendi ve kardeşleri için eğitim ve sağlık tedbir kararı başvurusunda bulunulduğunu, haklarında eğitim tedbir kararı olmasına rağmen yaşadıkları hanede adres kayıtlarının olmaması nedeniyle okul kayıtlarının yapılamadığını belirterek eğitim haklarının güvence altına alınması talebinde bulunulmuştur.
Başvuru hakkında, konuyla ilgili mevzuat doğrultusunda çocuğun üstün yararı ilkesi gözetilerek çocukların sağlık ve eğitim hakkına tam olarak erişimlerinin sağlanmasına ilişkin devletin pozitif yükümlülüklerinin yerine getirilmesi önceliği dikkate alınmak suretiyle çocuklar hakkında alınan eğitim tedbir kararlarının uygulanması sürecinde yaşanan gecikmenin araştırılarak çocukların eğitim haklarının ivedilikle güvence altına alınması; ayrıca, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında refakatsiz çocuklar hakkındaki hükümlerin uygulanıp uygulanamayacağının değerlendirilmesi amaçlarıyla ilgili idarelere Gönderme Kararı verilmiştir.
2022/8315 numaralı başvuru hakkında verilen 15/05/2022 tarihli Gönderme Kararında
Bu kapsamda, Kurumumuza çocukların oyun oynama haklarının güvence altına alınmasına ilişkin Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) çocuk internet sitesi (www.kdkcocuk.gov.tr) üzerinden yapılan bir başvuruda; başvuran çocuk, eğitim ve öğretimine devam ettiği […] Yatılı Bölge Ortaokulunda park oyun malzemelerinin olmadığını belirterek parkın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.
Çocukların sağlıklı ve güvenli bir çevrede oynama haklarının teminini sağlamak açısından, oyun parklarının çocukların fizyolojik ve psikolojik gelişimleri açısından oldukça önemli olduğu göz önünde bulundurulduğunda; çocuk oyun parkı düzenlemelerinde, doğru tasarım, uygulama, planlama ve yeterli bakım çalışmasının önemi ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte; başarılı ve işlevsel oyun parklarının tasarlanmasında ve bakımında oyun parklarının esas kullanıcısı olan çocukların görüş ve değerlendirmelerinin alınarak katılımcı tasarım yaklaşımının benimsenmesi oldukça önemlidir. Nitekim, Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12 nci maddesi de, çocukların kendilerini ilgilendiren her konuda görüşlerinin alınmasını esas almıştır. Bu bağlamda; çocuğun eğitim ve öğretimine devam ettiği […] Yatılı Bölge Ortaokulunda bulunan çocuk parkının yenilenmesi amacıyla ilgili İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne başvuru iletilmiştir İlgili idare tarafından iletilen cevabi yazıda, park ve bahçelerin düzenlenmesinden sorumlu olan Belediyelerin ilgili birimleriyle gerekli yazışmaların yapıldığı ve okulun park malzemelerinin yenilenmesinin talep edildiği bildirildiğinden, idare tarafından, eğitim hakkı bağlamında okul ortamında çocukların oyun oynama haklarının güvence altına alınması için gerekli girişimlerde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
2022/6543 numaralı başvuru hakkında verilen 28/10/2022 tarihli Tavsiye Kararında
Kurumumuza, kültürel ve sanatsal faaliyetlere katılım hakkının desteklenmesi amacıyla Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) çocuk internet sitesi (www.kdkcocuk.gov.tr) üzerinden yapılan bir başvuruda; başvuran çocuk, müzik alanında pandemi sürecinde birçok uluslararası yarışmada ve festivalde dereceye girdiğini, okul idaresi tarafından adına müracaat yapıldığı halde isminin Tebliğler Dergisi’ndeki listede yayınlanmadığını ve 03/01/2022 tarihinde yayımlanan Tebliğler Dergisinde uluslararası yarışmalarda derece alan öğrenci listesinde ödüllendirilmeye layık görülmediğini; halbuki kendisiyle aynı yarışmaya girip ödül alan arkadaşları olduğunu, kendisi aynı yarışmada 2. olduğunu belirterek yeteneği doğrultusunda ödüllendirilmeyi talep etmiştir.
Kurumumuz tarafından yapılan değerlendirme neticesinde, başvuran çocuğun derece yaptığı yarışmanın daha önceki yıllarda uluslararası yarışma kapsamında değerlendirilirken 2021 yılında Bakanlık tarafından onaylanmayan yarışma kapsamında olma gerekçesinin çocuk odaklı bir yaklaşımla çocuğa açıklanması; bununla birlikte, ‘Uluslararası Yarışmalarda Derece Alan Öğrencilerin Ödüllendirilmesine Dair Yönerge’nin öğrencilerin derece yapmış oldukları yarışmalar için uygulanması sürecinde uygulama birliğinin ve hukuki istikrarın sağlanabilmesi amacıyla, bir yarışmanın uluslararası olarak nitelendirilebilmesi için gerekli olan objektif kriterlerin açık, net, belirli olacak şekilde önceden belirlenmesi ve ilgi Yönerge’de yer verilen uluslararası yarışma kavramının hukuki belirlilik ilkesine uygun olarak düzenlenmesi; Son olarak, maddi değerlerden oluşan bir ödül sisteminden ziyade; sürdürülebilir, izlenebilir, uygulanabilir; diğer bir ifadeyle, çocukları etik değerler ve gelişim süreçleri yönünden destekleyecek, rekabete dayalı olmayan, çocukların dayanışma duygularını genişleten, karşılıklı anlayış ve çeşitlilik değerlerinin bilinmesine katkıda bulunan, yetenekli oldukları alanda gelişimlerini sürdürülebilir kılan bir sistemin kurgulanması suretiyle hem Komitenin Genel Yorumunda vurguladığı hususlarla daha uyumlu bir teşvik yönteminin oluşturulması hem de idarenin Yönergenin uygulanması sürecinde yaşadığı zorluklara sürdürülebilir bir çözüm sunulması hususlarında Milli Eğitim Bakanlığına Tavsiye verilmiştir.
2021/7262 numaralı başvuru hakkında verilen 01.11.2022 tarihli Tavsiye Kararında
Kurumumuza Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSSTD) tarafından Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin çocukken yargılaması başlamış kişiler açısından uygulanmasına ilişkin bazı hususlarda Yönetmelik’in ilgili maddelerinde değişiklik yapılması talep edilmiştir. Başvuruda; Yönetmelikte yalnızca çocuk eğitim evindeyken 18 yaşını bitiren gençlerin açık ceza infaz kurumuna doğrudan ayrılabileceğinin düzenlendiği, bu durumun uygulamada üç farklı başlıkta hak ihlallerine sebep olduğu belirtilerek Yönetmelikte yeni bir düzenleme yapılması talep edilmiştir.
Kurumumuzca yerinde yapılan incelemeler (cezaevi ziyaretleri), Kurumumuza çocuk adalet sistemine ilişkin yapılan başvurular neticesinde verilen kararlar, yukarıda detaylı olarak açıklanan tespitler, ‘Yargı Reformu Strateji Belgesi ve 2022 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yer alan temel hedefler gözetilerek çocuğun korunması ve çocuğun yüksek yararının gözetilmesi ilkesi esas alınarak çocuk adalet sisteminin onarıcı adalet yaklaşımıyla yapılandırılmasına yönelik çalışmaların tamamlanması, çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi, bu hususta gerekli yasal ve idari tedbirlerin alınması, suça sürüklenen çocuklara özgü politikaların geliştirilmesi, suça sürüklenen çocuklara yönelik infaz sisteminin iyileştirilmesi çalışmalarının tamamlanması yönünde Adalet Bakanlığına, ilgili tüm kurum ve kuruluşlar arasında eşgüdüm sağlanarak, yürütülmekte olan çalışmaların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde etkin bir şekilde devamının sağlanması amacıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına tavsiyede bulunulmasına karar verilmiştir.
2021/17404 başvuru numaralı dosya hakkında verilen 29.03.2022 tarihli Dostane Çözüm Kararında
Diyarbakır Barosu Başkanlığı tarafından 12.12.2021 tarihinde Kurumumuza yapılan başvuruda, adalet sistemi içerisinde özgürlüğünden mahrum bırakılmış çocukların infaz koruma memurları tarafından fiziksel ve psikolojik şiddet ile kötü muamele ve onur kırıcı davranışlara maruz bırakıldığı, tehdit edildiği; beslenme hakkı, sağlık ve tedavi hakkı, haberleşme ve iletişim hakkı ile eğitim ve sosyal haklarının ihlal edildiği, Ayrıca, Diyarbakır Barosu tarafından oluşturulan heyet’in 2021 yılı Mayıs ayından itibaren yaklaşık 3 ay boyunca ceza infaz kurumunda bulunan 32 çocukla gerçekleştirilen toplam 53 görüşme sonucunda hazırlanan rapor sonucu çocukların hak ihlali yaşadığı iddialarında bulunulduğu ve mevcut sorunların cezaevi yönetimi ile birlikte çözümü için girişimlerinin sonuçsuz kaldığı, daha sonraki ziyaretlerin engellenmeye çalışıldığı, çocuklarla görüşmelerinin engellendiği ve çocuklardan görüşmek istemedikleri yönünde dilekçeler alındığı, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Cezaevlerinden sorumlu Başsavcı vekili tarafından 3 kez randevu taleplerinin reddedildiği belirtilerek Diyarbakır Çocuk ve Gençlik Ceza İnfaz Kurumunda yaşandığı iddia edilen kötü muamele ve uygulamalar ile cezaevi koşullarının yerinde incelenmesi, gerekli tespitlerin yapılarak ilgili kurumlar hakkında Tavsiye Kararı verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Söz konusu başvuruya ilişkin olarak Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünden bilgi-belge talebinde bulunulmuştur. İdareden gelen yanıtlar doğrultusunda aşağıda ayrıntılarına yer verildiği üzere başvuru dostane çözüm ile sonuçlandırılmıştır.
İdare tarafından iletilen cevabi yazı çerçevesinde verilen Dostane Çözüm Kararı incelendiğinde; Kötü Muamele ve Fiziksel Şiddet İddiaları Yönünden: Suça sürüklenen çocuklara yönelik kötü muamele, darp, hakaret ve tehdit eylemlerinde bulunduğu iddia edilen olay ve infaz koruma memurları hakkında çocuğun üstün yararı gözetilerek gerekli adli ve idari soruşturma yapılıp yapılmadığı hususlarına ilişkin olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca adlî yönden işlem başlatıldığı ve bu işlemlerin hâlen devam ettiği, Suça sürüklenen çocukların gelişim çağında fiziksel ve psikolojik olarak önemli farklılıklar göstermeleri sebebiyle akran zorbalığının önüne geçebilmek adına özel durumlar dışında farklı yaş grubundaki çocukların aynı koğuşa konulup konulmadığı başta olmak üzere akran zorbalığını engellemeye yönelik alınan tedbirler ile çocukların üniteye yerleştirilmesinde dikkate alınan kriterler ve ilgili diğer bilgi ve belgeler” ile ilgili olarak; Ceza infaz kurumlarında yapılan tüm uygulamalarda çocukların; kişisel özellikleri, bedensel, akli ve sağlık durumları, suç işlemeden önceki yaşamları, sosyal çevre ve ilişkileri, sanat ve meslek faaliyetleri, ahlaki eğilimleri, suça bakış açıları, hükümlülük süreleri ve suç türleri belirlenerek, durumlarına uygun infaz, iyileştirme ve eğitim planı belirlenerek uygulandığı, Hastane ve adliye sevklerinde çocuklara kelepçe takılıp takılmadığı hususunda bilgi ve belgeler ile ilgili olarak; ilgili mevzuat uyarınca, Kurumda barındırılmakta olan çocukların hastaneye veya adliyeye sevkleri sırasında kelepçe takılmadığı,
Suça Sürüklenen Çocukların Sağlık Durumlarına İlişkin Tedbirlerin Zamanında ve Gereği Gibi Alınıp Alınmadığı Yönünden: “Çocuklara yazılan ilaçların çocukların tedavi hakkının ihlâline sebebiyet vermeden ne kadar sürede teslim edildiği, hususlarındaki bilgi, belge ile görüş ve değerlendirmelerimiz” ile ilgili olarak; Ceza infaz kurumunda barındırılmakta olan tutuklu ve hükümlülere yazılan reçete ile ilaçların aynı gün içerisinde Adalet Bakanlığı ile Türkiye Eczacılar Birliği arasında imzalanan protokol gereğince anlaşmalı eczaneye bildirildiği, eczane tarafından kuruma teslim edilen ilaçların ilgisine teslim edilerek tedavilerine başlandığı, Ayrıca, Ceza infaz kurumu revirinde ve hastanelerde gerçekleştirilen muayene sırasında infaz ve koruma memuru ve jandarmanın odanın içinde bekleyip beklemediği, aksi yönde bir uygulama olup olmadığı” ile ilgili olarak; Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik’in ilgili hükmü uyarınca kurum güvenliğini sağlayabilmek amacıyla infaz ve koruma memurunun muayenede yer aldığı, doktorun talebi olması halinde infaz ve koruma memurunun refakat etmeden revir girişinde beklediği,
Sağlık hakkı ve toplumsal sağlık ile bağlantılı olarak, “Ceza infaz kurumunda bulunan çocukların büyük bir bölümünün ailelerinden kısıtlı düzeyde ekonomik destek aldığı dikkate alındığında koğuş temizliğinde kullanılan malzemelerin düzenli ve periyodik olarak ceza infaz kurumu idaresi tarafından temin edilip edilemeyeceği ve bu husustaki engeller” ile ilgili olarak; ceza infaz kurumlarında barındırılan hükümlü ve tutukluların bulundukları odaların temizliklerini kendilerinin yapmalarının gerektiği, kişilerin hijyen ve kişisel temizliklerini yapabilmeleri amacı ile her türlü temizlik maddelerinin kantinde bulundurulduğu, maddi durumları iyi olmayan, emanet para hesabına hiç para yatmayan hükümlü ve tutukluların temizlik malzemelerinin olanaklar ölçüsünde kurum genel bütçesi tarafından verildiği, bu kapsamda, anılan Kurumda barındırılmakta olan hükümlü ve tutukluların maddi durumlarına bakılmaksızın genel bütçe birimince 15 (on beş) günde bir tüm ünitelere “sıvı bulaşık deterjanı, sıvı sabun, şampuan ve toz deterjan” verildiği, söz konusu süre içerisinde ihtiyaç olması halinde yine hükümlü ve tutuklulara imkanlar dahilinde temizlik malzemesi verildiği, Bununla birlikte; “Beslenme hakkının ihlâl edildiği iddialarına ilişkin gerekli denetimlerin yapılıp yapılmadığı” ile ilgili olarak; ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklulara dağıtımı yapılan yemeklerin günlük kalori miktarının Sağlık Bakanlığı ve Bakanlıkları tarafından birlikte kararlaştırıldığı, söz konusu kalori miktarını teminen ceza infaz kurumlarının günlük asgari beslenme ihtiyacının belirlendiği, bu kapsamda 26.05.2005 tarihli ve 25978 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hükümlü ve Tutuklular ile Ceza İnfaz Kurumu Personelinin İaşe Yönetmeliği’nin 4 ve 5’inci maddesi uyarınca günlük iaşe 2022 yılı içerisinde 24.01.2022 tarihinden itibaren uygulanmak üzere ceza infaz kurumlarında barındırılan çocuk hükümlü ve tutuklular için 23,00 TL’den 34,00 TL’ye yükseltildiği, hükümlü ve tutuklular ile kurum personelinin doğru ve sağlıklı beslenmesi amacıyla yemeklerin uzmanlar tarafından hazırlandığı, inancı gereği veya vegan, vejetaryen, diyet yemek gibi özel durumu olan hükümlü ve tutukluların beslenmesi ile ilgili de düzenlemelerin yapıldığı, Diğer taraftan, çocukların haberleşme ve iletişim haklarının ihlal edildiği iddiaları hakkında, “Aile görüş hakkının hangi sıklıkla gerçekleştirildiğinin, pandemi koşulları dikkate alınarak koğuşlara kurulan görüntülü arama sistemlerinin kullanıma açılıp açılmadığına” ilişkin olarak yöneltilen soruya, ilgili ceza infaz kurumunda görüntülü ve sesli (ACEP) elektronik görüş sistemine 25.10.2021 tarihinde başlandığı, ayrıca, koronavirüs salgını sebebiyle Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun tavsiye kararları doğrultusunda Genel Müdürlüğün 05.01.2021 tarihli ve E.66708689-204.12-25/840 sayılı yazısı ile kapalı ve açık ziyaretlerin ikinci bir talimata kadar ertelenmesine karar verildiğinin tüm Cumhuriyet başsavcılıklarına bildirildiği, hükümlü ve tutukluların dışarıyla olan ilişkilerinin devamının sağlanması amacıyla görüşler yerine haftalık ek bir telefon görüşme hakkı tanındığı, Çocukların eğitim ve sosyal haklarının ihlal edildiği iddiaları hakkında, “çocukların vakit geçirebilmesi için yaş gruplarına, ilgi alanlarına ve eğitici olma ölçütlerine uygun olarak televizyonlardaki kanal sayısının düzenlenip düzenlenmediğine” ilişkin olarak soruya; anılan Kurumda her ünite için ortak yaşam alanında bir adet televizyon bulunduğu; toplam 25 kanalın yayın yaptığı, kanal çeşitliliğinin çocukların yaş gruplarına, ilgi alanları ve eğitici olma ölçütlerine uygun olarak düzenlendiği, ayrıca, anılan Kurum kütüphanesinde 2533 adet kitap bulunduğu, 16.11.2021 tarihi itibarıyla suça sürüklenen çocukların ödünç olarak almış olduğu 606 adet kitap olduğu, her hafta bir defa 40 dakika kitap okumak, seçmek amacıyla kütüphaneden faydalandırıldıkları, suça sürüklenen çocukların İl Halk Kütüphanesinden ödünç kitap alabildiği, Baro tarafından sunulan; “Baronun sonraki ziyaretlerinin engellenmeye çalışıldığı, çocuklarla görüşmelerinin engellendiği ve çocuklardan görüşmek istemedikleri yönünde dilekçeler alındığı iddialarına ilişkin” yöneltilen soruya; anılan Kurumda barındırılmakta olan bazı çocukların kurum idaresine vermiş oldukları dilekçelerinde kendi avukatları dışında avukatla görüşmek istemediklerini ve bu konudaki dilekçelerini kurum idaresine bildirdiklerini, kendi avukatları dışında gelen avukatların davacı avukatı da olabileceği göz önüne alındığında bu dilekçelerin zorla alındığının kabul edilemeyeceği, çocukların yazmış oldukları ve kendilerinin imzaladığı sonrasında ailesi ile yapmış olduğu telefon görüşme tutanakları ve aileleri tarafından kurum idaresine yazılan dilekçelere ilişkin örneklerin ekte gönderildiği, “Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ceza infaz kurumlarından sorumlu başsavcı vekilliğince Diyarbakır Barosunun randevu taleplerinin reddedildiği yönündeki iddialara yönelik”; Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ceza infaz kurumlarından sorumlu başsavcı vekilliğince Diyarbakır Barosu ile dönem dönem randevu talepleri üzerine görüşmeler yapıldığı, Diyarbakır Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ile ilgili olarak Diyarbakır Barosunun herhangi bir görüşme veya randevu talebinde bulunmadığı, “Şikâyet konusu olaylar ve ceza infaz kurumu koşullarına ilişkin olarak görevli ve yetkili hâkim, savcı veya ceza infaz kurumu yönetimi tarafından yapılmış herhangi bir inceleme/araştırma/ tespit ya da herhangi bir işlem var ise (yer değiştirme dâhil- ilgili personel, mahkûm ve tutuklular hakkında yapılmış) onaylı bir örneğinin iletilmesi” ile ilgili olarak; Şikâyet konusu olay hakkında Kurum Disiplin Amirliğinin 21.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı idari yönden, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/32347 sayılı soruşturma numarası ile adli yönden soruşturma açıldığı ve soruşturmaların halen derdest olduğu, Açıklamaları üzerine, başvuruda belirtilen cezaevi koşulları ve Covid-19 pandemisi nedeniyle yaşanan sıkıntıların bir kısmının başvurudan önce bir kısmının ise Kurumumuz bilgi ve belge talep yazısı sonrasında ortadan kalktığı, ayrıca başvuruda belirtilen hususlara ilişkin adli ve idari soruşturmaların da devam ettiği anlaşıldığından, inceleme ve araştırmanın sonlandırılmasına karar verildiği; ancak ilgili mevzuat hükümlerine aykırı uygulama ve müdahalelerin söz konusu olması halinde yeniden başvuruda bulunabileceği hususunun hatırlatılması uygun görülerek başvuru hakkında Dostane Çözüm Kararı verilmiştir.
Çocuklara yönelik kötü muamelede bulunduğu iddia edilen memurlar hakkında adli ve idari soruşturma açılan başvuru hakkında her ne kadar Dostane Çözüm Kararı verilmiş olunsa da KDK tarafından başvuruya konu olayların takipçisi olunmuş ve özgürlüğünden mahrum bırakılan çocukların haklarına saygı gösterilmesini teşvik etme ve güvence altına alma amacıyla Diyarbakır Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na ziyaret gerçekleştirilerek adalet sistemi içerisindeki çocuklar ile görüşmeler yapılmış ve çocukların tutulma koşulları ayrıca incelenmiştir. Gerçekleştirilen ziyarette, kurumun fiziksel koşulları, çocuklara yönelik muamele, sunulan sağlık hizmetleri, beslenme koşulları, sosyal faaliyetler, günlük yaşam ve dış dünya ile iletişime ilişkin durumlar ulusal ve uluslararası standartlar kapsamında incelenerek rastgele seçilen ünitelerde ceza infaz kurumundan yetkili ve görevliler olmaksızın adalet sistemi içerisinde özgürlüğünden mahrum bırakılan çocuklar ile birebir görüşmeler gerçekleştirilmiştir.
2021/22119 numaralı başvuru hakkında verilen 30/09/2022 tarihli Tavsiye Kararında;
Gerek engelli çocukların haklarını destekleyici prensipler içeren Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi 9. Genel Yorumu’nda gerekse de kamu kurum ve kuruluşlarının görev ve yetki alanlarındaki politika ve hizmetlerin engellilik kapsayıcı bir anlayışla sunulmasında üst düzey bir politika belgesi olarak oluşturulan “2030 Engelsiz Vizyon” Belgesi’nde temel amacın, engelli bireylerin topluma tümüyle katılımının kapsanması gerekliliği olduğu vurgulanmaktadır.
Bu bağlamda, Kurumumuza bizzat çocuklar tarafından veya çocukların haklarını gözeterek yetişkinler tarafından yapılan başvurularda, çocukların haklarının bütüncül olarak güvence altına alınması amaçlanmakta; Çocuk Hakları Sözleşmesinin 23’üncü maddesinde düzenlenen özel geresinimli çocukların haklarının güvence altına alınmasını konu edinen başvurularla ilgili yapılacak olan araştırma ve incelemeler de, çocukların üstün yararını gözeten perspektifle, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınan diğer tüm haklar açısından yapılmaktadır. Bu doğrultuda, Sözleşme’de yer alan hakların engelli çocuklar için yaşama geçirilmesi yönünde çocuklara sunulacak hizmetlerin, örneğin eğitim ve sağlık alanındakilerin, çocukların toplumlarınca mümkün olduğu kadar kapsanmasını hedef alması gerektiği Kararlarımızda önemle vurgulanmaktadır.
Bu kapsamda Kurumumuza özel gereksinimli çocuğunun eğitim hakkının güvence altına alınması amacıyla anne tarafından yapılan bir başvuruda, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğine göre tam zamanlı kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim alan öğrencilere okullarında destek eğitim hizmeti sunulması gerektiği, çocuğunun çok ihtiyacı olduğu ve talep edildiği halde; Türk Dili ve Edebiyatı ve matematik derslerinden okulunda destek eğitim verilmediği, gerekçe olarak; öğretmenlerin destek eğitim vermek istemedikleri bildirildiği, bireyselleştirilmiş eğitim programı (BEP) geliştirme birimi toplantısında destek eğitime ihtiyacı olduğu görüşüldüğü halde, yasal hakkı olan destek eğitimin verilmediği belirtilerek özel gereksinimli çocuklara verilmesi gereken destek eğitiminin mevzuata uygun bir şekilde verilmesini ve çocukların eğitim haklarının güvence altına alınması talebinde bulunulmuştur.
Kurumumuz tarafından yapılan inceleme ve araştırma neticesinde, özel eğitim mevzuatının eksiksiz uygulanması için okul içerisinde oluşturulan kurulların, birimlerin görev ve sorumluluklarını yerine getirmeleri ve okuldaki öğretmenlerin özel eğitim hizmetleri kapsamında işbirliği içinde çalışmaları sağlanarak okul genelinde özel eğitim paydaşları arasında işbirliğine dayalı bir kaynaştırma eğitimi politikasının oluşturulması ve personelin kaynaştırma eğitimi konusunda desteklenmesi; okul içerisinde özel eğitim alanında nitelikli ve donanımlı öğretmenler yetiştirilmesi amacıyla hizmet içi eğitimlerin plan dahilinde verilmesi, özel gereksimli çocukların BEP programlarının eksiksiz uygulanması için yeterli idari, insani ve finansal kaynak sağlanması konusunda gerekli planlamanın yapılması ve izleme ve denetim mekanizmalarını etkin kullanılması; ayrıca, özel gereksinimli çocuklara sunulan kaynaştırma eğitiminde yaşanan sorunların tespit edilmesi ve sorunlara yönelik çözüm önerilerinin alanda çalışan sivil toplum kuruluşları, ailelerin ve çocukların görüşleri alınarak hayata geçirilmesi hususlarında Milli Eğitim Bakanlığına tavsiyede bulunulmuştur.
Tavsiye Kararına idare tarafından verilen cevabi yazıda, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ilgili Valiliğe; başta […] Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde görev yapan okul yöneticileri ile öğretmenler olmak üzere tam zamanlı kaynaştırma/bütünleştirme uygulamalarına yönelik il genelinde görev yapan okul yöneticileri ile öğretmenlere yönelik eğitimler düzenlenmesi, özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin BEP’lerinin etkin ve verimli bir şekilde uygulanması, belirtilen etkinliklerde özel eğitim hizmetleri kurulları ile rehberlik ve araştırma merkezlerinin etkin görev alması ve öğrencilerin destek eğitim odasında eğitim alabilmelerine yönelik gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik talimat verildiği, belirtilmiştir
2021/22218 numaralı başvuru hakkında verilen 18/02/2022 tarihli Gönderme Kararında;
Kurumumuza yapılan çocuk başvuruları arasında çoğunluğu, eğitim hakkının güvence altına alınması ve nitelikli eğitim alma hakkı kapsamındaki sorunlar oluşturmaktadır. Bu sebeple, KDK Çocuk sayfası üzerinden doğrudan çocuklardan alınan başvuruların Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalarında dikkate alınmasının çocuğun görüşüne başvurulması, çocuğun katılım hakkının fiilen uygulanması ilkelerinin yanı sıra çocukların okullardaki ihtiyaçlarına uygun ve etkin çözümler üretilmesine katkı sağlaması açısından da önemli olduğu değerlendirilmektedir.
Bu kapsamda Kurumumuza […] İli, […] İmam Hatip Ortaokulunda eğitim-öğretim görmekte olan bir çocuk tarafından çocuk internet sayfası (www.kdkcocuk.gov.tr) üzerinden yapılan başvuruda, haftada bir kere beden eğitimi dersinin olduğu; ancak öğretmen gelmediği için dersin her zaman boş geçtiği, okul başladığından beri sadece beş defa dersin işlendiği, okuldaki tüm sınıflar için aynı mağduriyetin geçerli olduğu belirtilerek eğitim hakkının güvence altına alınması talep edilmiştir.
Kurumumuzca, çocukların, Çocuk Hakları Sözleşmesinde ve Anayasada düzenlenen haklarının güvence altına alınması hususunda, uygun idari önlemleri almakla sorumlu farklı organların ulusal ve yerel düzeyde işbirliğini sağlamak için gereken tedbirlerin alınması amacıyla başvuran çocuğun talebi ile ilgili gerekli tedbirlerin alınması amacıyla ilgili ilçe milli eğitim müdürlüğüne Gönderme Kararı verilmiştir
İdarenin cevabi yazısında, bahse koku beden eğitimi öğretmeninin sağlık sorunları nedeniyle raporlu olduğu, sınıfların derslerine o günkü nöbetçi öğretmenin görevlendirildiği, derslerin işlenmesi hususunda gerekli hassasiyetin gösterildiği bildirilmiştir.
2021/6111 numaralı başvuru hakkında verilen 06.08.2021 tarihli Tavsiye Kararı
Kurumumuza yapılan başvuruda özetle; suça sürüklenen çocukların taraf olduğu dava dosyalarında uygulamada taraflara bir tebliğ edememe sorunu yaşandığında, suça sürüklenen çocuğun ve davanın tüm ayrıntılarını ifşa eden ilanen tebligat uygulamasının bazı mahkemelerce yaygın biçimde sürdürüldüğünden bahisle suça sürüklenen çocukların haklarını mahkeme ve devlet eliyle ağır şekilde ihlale uğratan ve onları ifşa eden bu uygulamanın kaldırılması için ilgili kuruluşlara tavsiye kararı alınması ve konuyla ilgili yasal düzenleme yapılması talep edilmiştir. Çocukla ilgili tüm işlemlerde çocuğun üstün yararının korunması ve gizlilik ilkesine riayet edilmesi ile çocuk adalet sisteminde çocuğun yargılamada ikincil örselenmesinin önlenmesi çerçevesinde suça sürüklenen çocuklar bakımından hak ihlallerine yol açan ilanen tebligat konusunda yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar geçecek sürede tüm mahkemelerde idarece açıklanan usulde detaylı araştırma yapılması ve son çare olarak ilanen tebligata başvurulması hususlarında uygulama birliği sağlanması için gerekli tüm tedbirlerin alınması, yargı mensuplarının ve ilgili personelin bilgilendirilmesi, suça sürüklenen çocuklar bakımından ilanen tebligat yoluyla bilgilerinin yayımlanmasının bir hak ihlali olduğu esas alınarak alternatif bir tebliğ yönteminin belirlenmesi ve Tebligat Kanunu’nda konuyla ilgili yasal düzenleme yapılması için kapsamlı bir çalışma yapılması hususlarında Adalet Bakanlığına tavsiyede bulunulmuştur.
2021/262 numaralı başvuru hakkında verilen 25.06.2021 tarihli Tavsiye Kararı
Başvuran çocuk özetle; özel bir firmadan internet hizmeti aldığını, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) daha önce zaten defalarca başvuru yapmasına rağmen gerekli yaptırımı uygulamayarak özel firmanın haksız olduğu halde savunduğunu, öncelikle BTK sonrasında özel firmaya gerekli cezai işlemin sağlanması gerektiğini, defalarca başvuru yapmasına rağmen mağduriyetinin giderilmediğini belirterek 5369 sayılı Evrensel Hizmet Kanunu’na göre talebinin karşılanmasını, firmanın bölgeye fiber alt yapı ve fiber saha dolabı yatırımı yapmasının sağlanmasını talep etmiştir. Başvurunun inceleme ve araştırması neticesinde; Başvuran çocuğun ikamet ettiği yerleşim yerindeki İnternet hizmet kalitesinin teknik imkanlar ölçüsünde iyileştirilmesi, BTK tarafından söz konusu adreste ses ve genişbant hizmeti ihtiyaçlarını karşılamak üzere hem sabit hem de mobil haberleşme altyapısının bulunduğu belirtildiğinden işletmeci özel firmanın anılan yerdeki İnternet altyapı ve bağlantı sorunlarını gidererek iki yılı aşkın süredir mağduriyet yaşayan tüketiciye yüksek kalitede hizmet sunmasının sağlanması, İkamet edilen yerleşimlerde İnternet erişim ve hızı yetersizliğine ilişkin şikâyetlerin ülkemizde yaygın olduğu dikkate alınarak benzer sorunların önünün alınması amacıyla bina yapım aşamasında daireye kadar fiber optik kablo çekiminin sağlanması ve fiber/optik altyapı başta olmak üzere elektronik haberleşme altyapısının gelişmesi hedefiyle hazırlanan Bina İçi Elektronik Haberleşme Tesisatı Teknik Şartnamesi’nin ve ilgili diğer mevzuatın yeni binalarda uygulanması ve şartnameye uygunluğun yetkili idarelerce sıkı bir şekilde denetlenmesi, Nüfus kriterinin altında kalan yerlerde, evrensel hizmet kapsamında pandemi sürecinde çocuklar ve gençler tarafından erişilebilir, önceden belirlenmiş kalitede ve herkesin karşılayabileceği makul bir bedel karşılığında asgari standartlarda sunulacak olan, internet erişimi de dâhil elektronik haberleşme hizmetlerinin sunumunun yaygınlaştırılması, Ayrıca işletmeciler açısından nüfus kriterinin üzerindeki yerleşim yerleri, ticari potansiyel yönünden yatırım yapabilecekleri ve mevzuat kapsamında hizmet vermekle yükümlü oldukları yerleşim yerleri olduğu halde bu yerlerde dahi işletmecilerden kaynaklı İnternet hizmetine erişim şikâyetlerinin yoğunlukta olduğu anlaşıldığından, Elektronik haberleşme sektöründe politika ve strateji belirleme ile düzenleme yapma yetkisine sahip olan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından haberleşme altyapısı ve hizmet alanında teknolojik gelişimin sağlanması, bu gelişimi destekleyecek yeni yatırımların yapılması ve hizmet kalitesinin artırılmasına yönelik girişimlerinde kullanıcı şikâyetlerinin yoğunlukta olduğu işletmecilerin sunduğu İnternet hizmetinde hız, erişim, bağlantı ve altyapı yetersizliklerinden kaynaklanan sorunların çözümüne yönelik gerekli tedbirlerin alınması, özel firmaya yönelik denetim ve yaptırımların arttırılması, Ülkemizde özellikle pandemi süresinde çocukların ve gençlerin eğitime ve diğer hizmetlere erişimi açısından gerekli olan elektronik haberleşme altyapısının, fiber/ optik altyapı ve genişbant dahil geliştirilmesi ve kullanıcı maliyetlerinin düşürülerek çocukların ve gençlerin İnternet hizmetlerine erişiminin çağın gereklerine uygun bir şekilde yüksek kalitede sağlanması, Konuyla ilgili olarak BTK tarafından güncel bir araştırma raporu hazırlanması ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından çocukları ve gençleri özellikle uzaktan eğitim sürecinde olumsuz etkileyen ülke genelindeki İnternet hızı, kalitesi, altyapı ve bağlantı sorunları hususlarında özel firma başta olmak üzere İşletmecilerin sunduğu mevcut hizmet modelini gözden geçirerek sorunları ve çözümleri tespit etmesi, Bakanlığın şikâyete konu özel firma tarafından sabit genişbant internet erişimine daha fazla yatırım yapılması, hususlarında ilave tedbirler alması amacıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna tavsiyede bulunulmuştur.
2021/6959 numaralı başvuru hakkında verilen 27.07.2021 tarihli Dostane Çözüm Kararı
Başvuruda özetle devlet koruması altında olup üniversite öğrenimine devam etmekte olan gençlere kayıtlı bulundukları kuruluşlarca verilmekte olan 700 TL’lik öğrenim harçlığının pandemi döneminde Nisan 2020’den beri kesintili olarak 300 TL yatırıldığı belirtilerek koruma altındaki üniversite öğrencilerinin harçlıklarının tam olarak yatırılması ve söz konusu kesintilerin öğrencilere geçmişe dönük ödenmesi talep edilmiştir. Başvuru konusunda Kurumumuzun bilgi belge talebine idarece verilen cevapta bazı illerde lise 8.sınıf ve üniversiteler dönemsel olarak öğrenime başladığı, bazı illerde başlayamadığı, bazı illerde Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı öğrenci yurtlarının kapatıldığı, bazı illerde ise açık bırakıldığı, bu çerçevede harçlık uygulamalarının, her kuruluş tarafından kendi bulundukları ildeki o dönemdeki tedbirler ve çocukların öğrenime devam edip etmeme, çalışma, öğlen yemeği imkânından faydalanıp faydalanmama gibi durumlarına bağlı değerlendirmelerin cari ay içerisinde çocukların kayıtlı olduğu kuruluş idarelerince yapıldığı ve mevzuat hükümleri çerçevesinde çocuğun durumuna uygun şekilde harçlık ödendiği bildirilmiştir. İdarenin açıklamaları çerçevesinde pandemi koşulları nedeniyle illerdeki kısıtlamalar doğrultusunda yükseköğrenime devam durumları farklılık gösteren gençlerin harçlıkları ve öğrenim destekleri miktarları konusunda pandemi sürecinde her ilin durumuna bağlı olarak yapılan farklı uygulamalar bulunduğu anlaşıldığından, ayrıca Kurumumuzun bilgi belge talebine istinaden konuyu inceleyen Bakanlığın 11.06.2021 tarihli yazıyla 81 İl Valiliğine harçlık uygulamasına pandemi öncesi dönemdekine uygun şekilde devam edilmesi yönünde talimat verdiği dikkate alınarak gençlerin harçlık ödemelerinde önceki uygulamanın devam etmesi yönünde taleplerinin idarece yerine getirildiği görüldüğünden dostane çözüm kararı verilmiştir.
2021/8373 numaralı başvuru hakkında verilen 10.05.2021 tarihli Gönderme Kararı
Başvuran çocuk, ablasının da canlı derse katıldığını, ders saatlerinin çakıştığını, çevrim içi dersleri takip etmekte zorlandığını kronik rahatsızlığı olduğundan okula da gidemediğini belirterek bilgisayar veya tablet desteği sağlanmasını talep etmiştir. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin temel ilkelerine göre devletin, çocuğun yaşamını ve gelişimini güvence altına alması, Sözleşme’de yazılı olan hakları her çocuğa hiçbir ayrım gözetmeksizin tanıması ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde çocuğun üstün yararını korumasına ilişkin yükümlülükleri bulunmaktadır. Benzer şekilde Anayasal hükümler, Çocuk Koruma Kanunu ve Milli Eğitim Bakanlığının çocuğun eğitim hakkına ilişkin yasal düzenlemeleri çerçevesinde ulusal mevzuatta da çocuğun haklarının korunması ve geliştirilmesi ile çocuğun yararının gözetilmesinin esas alınmaktadır. Başvuru ile ilgili olarak başvuran çocuğun, Anayasa’da düzenlenen haklarının güvence altına alınması hususunda, uygun idari önlemleri almakla sorumlu farklı organların ulusal ve yerel düzeyde iş birliğini sağlamak için gereken tedbirlerin alınması amacıyla Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Gaziantep Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığına Gönderme Kararı verilmiştir. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığının 02.06.2021 tarihli yazısında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığı ile iletişime geçildiği ve başvuran çocuğa tablet desteği sağlandığı bilgisi verildiği bildirilmiştir.
2021/9968 numaralı başvuru hakkında verilen 07.07.2021 tarihli Gönderme Kararı
Başvuran çocuk, bir yıl önce yolun aşağısındaki bir parkta kaza yaşandığını, belediyenin ilgili alana duvar çektiğini, park yapılacağını belirtmelerine rağmen parkın hala yapılmadığını belirterek park yapılması talebinde bulunmuştur. Başvuru ile ilgili olarak çocukların sağlıklı ve güvenli bir çevrede oynama haklarının teminini sağlamak açısından, oyun parklarının çocukların fizyolojik ve psikolojik gelişimleri açısından oldukça önemli olduğu göz önünde bulundurulduğunda; çocuk oyun parkı düzenlemelerinde, doğru tasarım, uygulama, planlama ve yeterli bakım çalışmasının öneminin ortaya çıktığı, bununla birlikte; başarılı ve işlevsel oyun parklarının tasarlanmasında oyun parklarının esas kullanıcısı olan çocukların görüş ve değerlendirmelerinin alınarak katılımcı tasarım yaklaşımının benimsenmesinin oldukça önemli olduğu, nitekim Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 12’nci maddesi de, çocukların kendilerini ilgilendiren her konuda görüşlerinin alınmasının esas olduğu, bu bağlamda, anılan çevrede, çocuk merkezli yaklaşımla gerekli inceleme ve tespitlerde bulunulması, çocukların oyun haklarının ve sağlıklı bir çevrede yaşama haklarının yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde ihlaline ilişkin bir tespitte bulunulması durumunda, oyun parklarının esas kullanıcısı olan çocukların görüş ve değerlendirmelerinin alınarak katılımcı tasarım yaklaşımının benimsenmesi ve işlevsel çocuk parkının; farklı yaş grubundaki çocuklar ile engelli çocukların bir arada oynamasına uygunluğu, güvenliği, özgünlüğü, doğa ile bütünlüğü, esnekliği ve oyun çeşitliliğinin gözetildiği bir oyun parkının mahallede yaşayan çocukların ihtiyaç ve beklentilerinin de alınarak parkın iş birlikçi bir süreç ile yeniden tasarlanması amacıyla ve gereği için Düzce Belediye Başkanlığı ve Kaynaşlı Belediye Başkanlığına Gönderme Kararı verilmiştir. Kaynaşlı Belediye Başkanlığı tarafından gönderilen 28.07.2021 tarihli yazıda çocukların ebeveynlerinin de düşünülerek daha kapsamlı sosyal proje çalışması olduğu, 2021 yılı içerisinde projenin tamamlanmasının hedeflendiği belirtilmiştir.
2021/7846 numaralı başvuru hakkında verilen 02.05.2021 tarihli Gönderme Kararı
Başvuran çocuk sokaklara daha fazla çöp konteyneri yerleştirilmesi talebinde bulunmuştur. Başvuru ile ilgili olarak Trabzon İli, Of İlçesi, Yazlık Mahallesinde yaşayan çocukların ve bölge halkının sağlıklı bir çevrede yaşama haklarının güvence altına alınması amacıyla çocuğun ikamet ettiği bölgenin temiz tutulması; bu bağlamda, belediyenin görev ve yetkisi dâhilindeki hizmetlerin etkili ve verimli bir şekilde sunulması; ayrıca, halkın ortak yaşam alanlarının temiz, sağlıklı ve düzenli tutulması konusundaki bilinç ve duyarlılığının arttırılmasına yönelik gerekli denetimlerin ve uyarıların yapılması amacıyla Of Belediye Başkanlığına Gönderme Kararı verilmiştir.
2021/8161 numaralı başvuru hakkında verilen 18.05.2021 tarihli Gönderme Kararı
Başvuran çocuk; yaşadığı yerde çevre temizliğine dikkat edilmediğini bu konuda gereğinin yapılması talebinde bulunmuştur. Başvuru ile ilgili olarak Sivas İli, Şeyh Şamil Mahallesinde yaşayan çocukların ve bölge halkının sağlıklı bir çevrede yaşama haklarının güvence altına alınması amacıyla çocuğun ikamet ettiği bölgenin temiz tutulması; bu bağlamda, belediyenin görev ve yetkisi dâhilindeki hizmetlerin etkili ve verimli bir şekilde sunulması; ayrıca, halkın ortak yaşam alanlarının temiz, sağlıklı ve düzenli tutulması konusundaki bilinç ve duyarlılığının arttırılması amacıyla gerekli denetimlerin ve uyarıların yapılması amacıyla Sivas Belediye Başkanlığına Gönderme Kararı verilmiştir. Sivas Belediyesi tarafından 17.06.2021 tarihli yazıda mahalledeki çöplerin günlük olarak toplanmakta olduğu, personelle, süpürge araçlarla da temizlik yapıldığı, söz konusu mahalledeki temizliğin yerinde kontrolleri de yapıldığı, ayrıca bölgeye yakın mesafeye geri dönüşüm kutusu konulduğu bildirilmiştir.
2021/2011 numaralı başvuru hakkında verilen 04.02.2021 tarihli Gönderme Kararı
Başvuran çocuk sekiz yaşında olduğunu, dört kardeşi olduğunu, ailesinin maddi durumunun kötü olduğunu, Bursa’ya yeni taşındıklarını, kirada oturduklarını, internet ve bilgisayarı olmadığını, uzaktan eğitime katılamadığını belirterek yardım talebinde bulunmuştur. Başvuruyla ilgili olarak çocukların, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Anayasa ile güvence altına alınan hakları kapsamında gereken tedbirlerin alınması amacıyla Osmangazi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığına Gönderme Kararı verilmiştir. Karara cevaben idarece iletilen 19.02.2021 tarihli yazıda başvuran çocuğun babasına nakdi yardım yapıldığı bildirilmiştir.
2021/10880 numaralı başvuru hakkında verilen 22.06.2021 tarihli Gönderme Kararı
Başvuran çocuk dokuzuncu sınıf öğrencisi olduğunu, yedi kardeş olduklarını, kaynak testleri olmadığını ailesinin maddi durumunun yeterli olmadığını belirterek kaynak test talep etmiştir. Başvuru ile ilgili olarak çocuğun ve ailesinin yaşam koşulları hakkında profesyonel meslek elemanlarınca ayrıntılı, çok yönlü sosyal inceleme yapılması; yapılacak incelemede çocuğun/çocukların halen içinde bulunduğu koşullara ait risklerin tanımlanması, çocuğun/çocukların bedensel, zihinsel ve sosyal gelişimini engelleyici unsurların ve çözüm önerilerinin ortaya çıkarılması ve vaka hakkındaki inceleme ve araştırma sonucunda, çocukların eğitim haklarına erişimlerine engel oluşturabilecek unsurların olup olmadığı hususlarının değerlendirilmesi, eğitim hakkının ihlaline sebep olabilecek unsurların tespit edilmesi durumunda, çocukların eğitim haklarına erişimlerinin sağlanmasından uygun idari önlemleri almakla sorumlu farklı organlarla iş birliği halinde gereken tedbirlerin alınması ve gereği için Didim Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığına, Didim İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne ve Didim Belediye Başkanlığına Gönderme Kararı verilmiştir. Didim İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 06.07.2021 tarihli yazıda öğrenci ve velisi ile görüşüldüğü öğrencinin ihtiyaç duyduğu kaynak testlerin teslim edildiği bildirilmiştir. Didim Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığı ise 27.10.2020 tarihli Vakıf Mütevelli Heyeti toplantısında alınan karara istinaden nakdi yardım yapıldığını bildirmiştir.
2021/11906 numaralı başvuru hakkında verilen 10.07.2021 tarihli Gönderme Kararı
Başvuran çocuk Discord adlı uygulama üzerinden tanıştığı farklı rumuzlara sahip kişiler tarafından tehdit edildiğini, argo ve küfürlü kelimelere maruz kaldığını, kız arkadaşıyla alakalı da birçok küfür edildiğini, kendisine ailesi ile beraber dava açmadan önce Kurumumuza başvuru yapmaya karar verdiğini belirtmiştir.
Başvuru ile ilgili olarak çocuğun üstün yararının gözetildiği incelemelerin yapılarak:
• Gelişen teknolojiyle birlikte artan siber zorbalık karşısında çocukların ve ailelerin neler yapabilecekleri, • Siber zorbalığın ne olduğu, nasıl önlenebileceği ve çocuklardaki psikolojik etkilerinin neler olduğu, • Siber zorbalık oluşmadan ne gibi tedbirler alınabileceği, • Güvenli internet ve cep telefonu kullanma konusunda çocuğun bilgilendirilmesi, • Siber zorbalığa uğradıklarında başvuracağı adreslerin neler olduğu, • Güvenli İnternet Merkezi altında oluşturulan Bilinçlendirme Merkezi ve İnternet Yardım Merkezinden nasıl yararlanabileceği, hususlarında başvuran çocuğa ve ailesine yol gösterilmesi ve gerekli bilgilendirmenin yapılması amacıyla değerlendirilmesi ve gereği için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığına Gönderme Kararı verilmiştir. İdare tarafından gönderilen 03.09.2021 tarihli yazı ile Kurumun Güvenli İnternet Merkezi bilinçlendirme ve yardım portalları olan Güvenli Web (www.guvenliweb.org.tr), Güvenli Çocuk (www.guvenlicocuk.org.tr) ve İnternet Yardım (www.internetyardim.org.tr) web sitelerinde siber zorbalık ve internette karşılaşılabilecek diğer riskler için bilinçlendirmeye yönelik çok sayıda içerik bulunduğu, siber zorbalık hakkında hazırlanan ve web sitelerimizde paylaşılan içeriklerin linkleri ekte yer alan doküman ile gönderildiği bildirilmiştir.
2020/99217 numaralı başvuru hakkında verilen 13.04.2021 tarihli Dostane Çözüm
Başvuran çocuk Çocuk Destek Merkezinde ikamet ettiğini, 3 ay sonra reşit olacağını ancak gidecek hiçbir yeri olmadığını, bu sebeple kendisine bir iş bulunmasını veyahut koruma kararının uzatılmasını ayrıca, talebinin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne iletilmesini talep etmiştir. Konu hakkında yapılan görüşme ve incelemeler neticesinde idare tarafından başvuran çocuğun 10.03.2021 tarihinde reşit olduğu bu tarihten sonra da kuruluşta kalmaya devam etmek amacıyla böyle bir talepte bulunduğu tespit edildiği, çocuğun (bireyin) 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında alınan bakım tedbiri kararının uzatıldığı, başvuran çocuğun kuruluşta kalmaya devam edeceği belirtildiğinden başvuranın talebinin idarece yerine getirildiği anlaşıldığından başvuru hakkında Dostane Çözüm Kararı verilmiştir.
2020/99697 numaralı başvuru hakkında verilen 25.01.2021 tarihli Gönderme Kararı
Başvuran Covid 19 nedeniyle 23 Mart 2020 itibariyle Türkiye genelinde uzaktan eğitime geçilmesi ile otizmli ve özel gereksinimli bireylerin 2019-2020 eğitim ve öğretim yılının başından itibaren okulundan aldığı destek eğitimlerinin tümünün, canlı dersler ile devam etmesi seçeneği dahi değerlendirilmeksizin sonlandırıldığını, “Özelim Eğitimdeyim” mobil uygulamasının, tam zamanlı kaynaştırma öğrencisi olan otizmli bireylerin mevcut performansına eşdeğer olmadığını, dolayısıyla otizmli bireylerin EBA TV’den ve geliştirilen diğer öğrenme araçlarından bu dönemde faydalanabilmesi mümkün olamadığını, 23 Mart 2020’den başlayıp 2019- 2020 eğitim ve öğretim yılının sonuna kadar olan zaman zarfında otizmli bireylerin eğitim ve öğretiminin tamamen sekteye uğratıldığını, eğitim ve öğretimin dışında geçen bu 6 ayda özel gereksinimli öğrencilerin akademik, sosyal ve psikolojik açıdan gerilemesine sebep olunduğunu belirtmiştir. Başvuruda, Milli Eğitim Bakanlığının yetki ve sorumluluklarını tam zamanlı kaynaştırma öğrencilerini yok saymadan yerine getirmesini, oluşan öğrenme kayıpları, mevcut haklarına ilave olarak geliştirilecek en hızlı ve etkili çözümlerle telafi edilmesi, öğretmen sayısının yetersizliği gerekçe gösterilerek, tam zamanlı kaynaştırma öğrencilerinin okullarında yasal hakları olan destek eğitimi alamamalarının önündeki tüm engellerin acilen ortadan kaldırılması talep edilmiştir. Başvuru ile ilgili olarak Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yer alan taahhütler gereğince, özel eğitim gereksinimi olan çocukların, özel durumlarının ve farklılıklarının dikkate alınarak, yaşadıkları çevrede bütünleştirilmiş ortamlarda, eşitlik temelinde, hayat boyu eğitim imkânından ayrımcılık yapılmaksızın yararlandırılması, eğitim haklarının fırsat eşitliği temelinde sağlanması için destek eğitim odasına ilişkin sunulacak hizmetlerde öncelikle çocukların üstün yararı perspektifinden değerlendirme yapılması ve gereken tedbirlerin alınması amacıyla idarenin okuldaki özel eğitim hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi ve gereği için Milli Eğitim Bakanlığına Gönderme Kararı verilmiştir. Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 26.02.2021 tarihli yazısında özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin hem yüz yüze hem de uzaktan eğitim sürecinde eğitim olanaklarından en üst düzeyde yararlanabilmeleri için çalışmaların devam etmekte olduğu, Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulunun kararları doğrultusunda gerekli iş ve işlemlerin yürütüldüğü, bu kapsamda kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim gören özel eğitim öğrencileri için destek eğitim odası faaliyetlerinin yüz yüze eğitime başlayan sınıf seviyelerinde yüz yüze, diğer sınıf seviyelerinde ise uzaktan eğitim ile 1 Mart 2021 Pazartesi gününden itibaren başlanacağı belirtilmiştir.
2020/99845 numaralı başvuru hakkında verilen tarihli 31.12.2020 tarihli Gönderme Kararı
KDK çocuk sayfasından yapılan başvuruda çocuk “ırkçılık” ifadesini kullanarak başvuruda bulunmuştur. Başvuran çocuğun babası ile yapılan görüşmede baba özetle; çocuğunun psikolojik sorunları olduğunu, kendini ifade etmekte zorlandığını, sınıf öğretmeninden yeterince destek göremediğini, çocuğunun arkadaşları ve öğretmenleri ile iletişimde zorlandığını belirtmiş olduğundan okul rehberlik biriminin takibinde başvuran çocuğa yardım edilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Ailenin sosyal ekonomik destek ihtiyacı başta olmak üzere, çocuğun eğitim ve psikolojik destek ihtiyacının profesyonellerce belirlenmesi, ailenin sağlık, eğitim ve sosyal yardım hizmetlerine erişim hakkı kapsamında sistem içerisinde tıkanan noktaların açıklığa kavuşturulması, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu gereğince; çocuk hakkında sağlık tedbir kararına ihtiyaç olup olmadığının belirlenmesi ve gereği için başvurunun Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına, ayrıca babanın okulla ilgili iddiaları üzerine okul idaresi ve rehberlik biriminin çocuğun eğitim sistemine entegrasyonunun sağlaması, sosyalleşmesi, psikolojik destek arayışına çözüm sürecinde önleyici mekanizmanın güçlenmesi ve öğrencinin birebir takibi için başvurunun ilgili İl Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir. İdareden alınan cevabi yazıda vakanın yakından takip edilmekte olduğu, çocuğun ailesi ve kendisi ile mesleki görüşmelere başlandığı bildirilmiştir. Bu tür vakalarda; idarenin sorunu bütüncül ele alarak diğer ilgili kurumlarla koordineli çalışma sürecini başlatmaksızın sadece tek bir soruna odaklanması nedeniyle çocuk koruma alanında istenilen müdahalelere engel oluşturduğu, çocuğun esenliğini sağlama ve üstün yararını gözetme hedefinden uzaklaşmasına sebebiyet verdiği izlenmektedir.
2020/102826 numaralı başvuru hakkında verilen 04.02.2021 tarihli Gönderme Kararı
Başvuran Ankara Büyükşehir Belediyesi 23. Dönem Çocuk Hakları Komisyonu vekili olduğunu, Milli Eğitim Bakanlığının 18.12.2020 günü yayınladığı bildirgeye göre ortaöğretim kurumlarında birinci sınav sonucu olan öğrencilere aldıkları sınav notuna göre not verilirken, sınav sonucu bulunmayan öğrencilerin okullarında sınav olacaklarını, okullara sınav olmaya giden öğrencilerin bir dönem konularından mesul olduğunu, sınavını önceden olan kişilerin sadece birinci yazılı konularından mesul olduğunu, sınav notlarının kazanacağı üniversiteye etkisi olacağı için bu uygulamayı kabul etmediğini belirterek sınav olmayan öğrencilerin de birinci yazılı konularından sorumlu olmalarını talep etmiştir. Başvuruyla ilgili olarak çocukların, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde ve Anayasa’da düzenlenen haklarının güvence altına alınması amacıyla Milli Eğitim Bakanlığına Gönderme Kararı verilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğünce iletilen 16.02.2021 tarihli yazıda birinci dönemde yapılamayan sınavların kapsamının 1 Kasım 2020 tarihine kadar işlenen konularla sınırlı olacağı bildirilmiştir.
Başvuran çocuk açık öğretim lisesinde okuduğunu, 2021 yılı birinci dönem çevrim içi sınav sisteminde zorunlu derslerinden bir tanesinde sınavı yaparken sistemin dışarı attığını, yeniden sisteme giriş yaptığı zaman da “sınavınız tamamlanmıştır” uyarısı verdiğini, tamamen sistem altyapısı kaynaklı bir sorun oluştuğunu, gerekli mercilere dilekçe verip itirazda bulunduğunu ancak yapıcı bir çözüm önerisi ya da mağduriyetinin giderilmesi amaçlı bir geri dönüş alamadığını, bu dersin telafi sınavı olmaz ise liseden mezun olamayacağını ve üniversite sınavını kazansa da üniversiteye giriş yapamayacağını, maddi ve manevi mağdur olduklarını, oldukça başarılı olduğunu fakat bir yılını kaybetmiş olacağını belirterek hem kendisi hem de mağdur olan diğer öğrenciler için telafi sınavı yapılmasını talep etmiştir. Başvuru ile ilgili olarak Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde ve Anayasa’da düzenlenen haklarının güvence altına alınması hususunda çocuğun talebinin değerlendirilerek, çocuğa gerekli açıklamaların yapılması ve gereği için Milli Eğitim Bakanlığına Gönderme Kararı verilmiştir. İdarece iletilen 30.03.2021 tarihli yazıda başvuranın otomatik ve ücretsiz olarak kaydının yenilendiği, Türk Dili ve Edebiyatı dersinden sınava girdiği, 20 soruya cevap vererek sınavı tamamladığı, dolayısıyla herhangi bir mağduriyet yaşamadığı bildirilmiştir.
Kurumumuzun Çocuk İnternet Sayfası ( www.kdkcocuk.gov.tr) üzerinden bize ulaşan M. kalmakta olduğu Çocuk Destek Merkezinde “hayati tehlikesinin bulunduğunu” belirterek başka bir Çocuk Destek Merkezine nakil olmak isteğini idareye ilettiğini; ancak idare tarafından talebinin karşılanamadığını belirterek, kendisine yardımcı olmamızı istedi.
Başvuruda “hayati tehlike” ifadesi bulunduğu için zaman kaybetmeden ilgili idare ile iletişime geçerek gerekli önlemlerin alınmasını istedik. Çocuk hakkında önemli bilgileri alabilmek için idare ile pek çok yazışmalar ve görüşmeler yaptık. Bu süreçte, M.’nin kendisini rahat ifade etmesi, içinde bulunduğu koşulları doğru algılaması ve gelecek yaşamını planlamasına yönelik olarak sürekli kendisiyle iletişim kurarak ona destek olmaya çalıştık.
Yaptığımız yazışmalar ve görüşmeler çerçevesinde M.’nin kaldığı Çocuk Destek Merkezi’ni yerinde incelemeye karar verdik. Bu inceleme sonucunda Merkezdeki tüm çalışanların M. ile iyi bir iletişim içinde olduklarını, olumsuz bir tutum ve davranış sergilemediklerini, M.’nin sosyal hayata uyum sağlaması için gayret gösterdiklerini, Merkezde kalan diğer çocukların da M.İ’ye karşı olumsuz bir tavır içinde olmadıklarını tespit ettik.
Bu tespitlerimiz doğrultusunda, reşit olmasına az bir zaman kalan M.’nin Merkezden nakil talebinin uygun olmadığını değerlendirdik.
Öte yandan, M. ile birebir yaptığımız görüşmeler sonucunda yoğun psikolojik destek ve rehberliğe ihtiyaç duyduğunu tespit ederek, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde psikiyatrik tedavi sürecinin başlatılmasını sağladık.
Başvuru üzerine verdiğimiz Kurum Kararında ise M.’nin yüksek yararını gözeterek; rızası olması halinde hakkındaki korunma kararının Merkezden ayrılmadan bir iş veya meslek sahibi olmadıysa 20 yaşına kadar devam ettirilmesi ve Hacettepe Üniversitesi’nde başlanan terapi ve tedavi sürecine devam etmesinin sağlanması hususunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na tavsiyede bulunduk.
Kurumumuza yetişkin internet sayfasından e-başvuru yolu ile başvuran baba Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavında öğretmen çocuklarına kontenjan tanınması uygulamasına son verilmesi, öğretmen çocuğu olmayanlar için “diğer çocuk” ifadesinin kullanılmaması, haksız uygulamadan dolayı oluşan kamu zararının telafi edilmesi, taban puanlar ile bursluluğu kazananların açıklanmasını talep etmiştir.
Yapılan başvurunun önemi dikkate alınarak, tavsiye kararı verilmesi amacıyla araştırma ve inceleme yapılmasına karar verdik.
Başvuru ulusal ve uluslararası mevzuat, hakkaniyet ve insan hakları yönünden değerlendirildi.
Sonuç olarak;
1. Şikâyetçinin öğretmen çocuklarına tanınan avantajdan dolayı devletin uğradığı zararın geçmişe yönelik olarak telafi edilmesi ve uygulamadaki “diğer çocuk” ifadesinin kaldırılması konusundaki şikâyetinin REDDİNE,
2. Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavında öğretmen çocuklarına kontenjan tanınmasına son verilmesi, bu kapsamda 2684 sayılı İlköğretim ve Ortaöğretimde Parasız Yatılı veya Burslu Öğrenci Okutma ve Bunlara Yapılacak Sosyal Yardımlara İlişkin Kanun’unda makul sürede değişiklik yapılarak 4 üncü maddesindeki “öğretmen çocukları” ibaresinin çıkarılması, anılan Kanun’a dayanılarak yürürlüğe konulan İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumlarında Parasız Yatılılık, Burs ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliği’nde de bu yönde gerekli değişikliklerin yapılması,
3. Sınav sonucunda kontenjan bazında oluşan taban ve tavan puanlarının öğrenci ismi belirtilmeksizin ilan edilmesi hususlarında MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA ve,
4. “Mevzuat değişikliği teklifi”ne ilişkin tasarıyı gündeme alması hususunun takdir ve gereği için de BAŞBAKANLIĞA tavsiyede bulunuldu.
Kurumumuza yetişkin internet sayfasından e-başvuru yolu ile başvuran iki şahıs, Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş Sınavlarında (TEOG) uygulanan puan hesaplamalarının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf olan öğrencileri aleyhte etkilediği iddiasından bahisle söz konusu eşitsizliğin giderilmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığına tavsiyede bulunulmasını talep etmiştir.
Yapılan başvurunun önemi dikkate alınarak, tavsiye kararı verilmesi amacıyla araştırma ve inceleme yapılmasına karar verdik. Başvuru ulusal ve uluslararası mevzuat, hakkaniyet ve insan hakları yönünden değerlendirildi.
Sonuç olarak;
Milli Eğitim Bakanlığınca 2013 ve 2014 Eğitim Öğretim yılında ortak sınavlar kapsamında düzenlenen TEOG sınav puanlarının hesaplanmasında, Anayasada ifadesini bulan Kanun Önünde Eşitlik ilkesine ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda düzenlenen Fırsat ve imkân eşitliği ilkesine aykırı davranıldığı;
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf olan ve olmayan tüm öğrenciler için söz konusu ağırlıklandırılmış Ortak Sınav Puanı hesaplama yönteminin matematiksel olarak eşitsizlik yarattığı;
Ağırlıklandırılmış Ortak Sınav Puanının hesaplamasında kullanılan Ağırlık Katsayısının, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf olan ve muaf olmayan öğrenciler açısından farklı hesaplanması, öğrencilerin eşit bir biçimde rekabet etmelerine ve sınav sonuçlarının aynı şekilde değerlendirilmesine engel teşkil ettiği gibi, bu durumun öğrenciler ve velileri tarafından öngörülmesinin beklenemeyeceği ve idarenin öğrenciler açısından telafi edici tedbirlere de başvurmamış olması karşısında, bu uygulama ile öğrencilerin bilgi, beceri, yetenek ve kazanımlarına daha uygun bir orta öğrenim kurumunda eğitim görme hakkının, dolayısıyla AİHS Sözleşmesi’nin 14. maddesiyle birlikte Sözleşme’nin 1 No.lu Ek Protokolü’nün 2. Maddesinin ihlal edildiği kanaati ve sonucuna varılmıştır.
2014-2015 eğitim öğretim yılında (ve devamındaki yıllarda) gerçekleştirilecek olan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Ortak Sınavlarına (TEOG) ilişkin Ağırlıklandırılmış Ortak Sınav Puanlarının hesaplanmasında kullanılan “Ağırlık Katsayısının” Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf olan ve muaf olmayan tüm öğrenciler için eşitlenmesi ve mağduriyetlerin giderilmesi yönünde MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NA tavsiyede bulunuldu.
Kurumumuza Çocuk İnternet Sayfasındaki (www.kdkcocuk.gov.tr) adresten başvuru formu doldurarak başvuran A.A., diş ağrısı sebebiyle okuldan hastaneye gittiğinde yanında velisi olmadığı için hastane idaresi tarafından 18 yaşından küçük olduğu için kendisine barkod verilmediği ve kayıt aşamasına geçemediği, o gün ağrılar içinde kaldığı, annesinin 3 kardeşine bakması nedeniyle her zaman yanında olamadığı, en az 15 yaşını tamamlayan ve kendi iradeleriyle karar verebilecek durumdaki çocuklara bağımsız olarak sağlık hizmeti imkânının tanınması gerektiği, benzer sorunlarla karşı karşıya olan arkadaşlarının da sağlık merkezlerine ailelerinin dışında gidemediği, bunun ise çocukların kendisini ifade etme ve katılımı konusunda yanlış bir uygulama olduğu, okullarda halen bir revir ve sağlık çalışanı olmaması nedeniyle sıkıntı yaşandığını belirterek, çocukların kendi başlarına sağlık hizmeti alabilmeleri talebi ile kurumumuza başvurdu.
Yapılan başvurunun önemi dikkate alınarak, çocuğun yaşadığı sıkıntıları, sorunları anlamak, benzer sorunun bir daha yaşanmasını önlemek ve sağlık sistemi içinde yeni düzenlemelere ihtiyacın varlığı ve çözüm önerilerini ortaya çıkarmak amacıyla araştırma ve inceleme yapılmasına karar verdik.
Başvuruyu değerlendirmemiz sonucunda;
Yapılan araştırma ve değerlendirmeler neticesinde; A.A.’nın, 18 yaşından küçük olduğu için yanında kanuni temsilcisi olmaksızın diş tedavisini yaptıramaması durumunun; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesi ve ülkemizin kabul ettiği Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi hükümlerine uymadığı anlaşılmıştır.
Diğer yandan Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu ile yukarıdaki uluslararası sözleşme hükümlerine paralel olarak sosyal yaşama ilişkin durumların dikkate alınarak sağlıkta çocuğun yüksek menfaatine uygun kararların tereddüte meydan vermemek için mevzuata dönüştürülmesi gerektiğine karar verildi.
Sonuç olarak; 15 yaşını dolduran çocukların yanlarında kanuni temsilcileri olmadan sağlık hizmeti almaya sosyal yaşama ilişkin durumları dikkate alınarak sağlıkta, çocuğun yüksek yararına uygun kararların mevzuata dönüştürülmesi bakımından Sağlık Bakanlığı’nca ilgili Kurum ve Kuruluşlarına genelge hazırlayıp yollaması, yine aynı Bakanlıkça kararda geçen mevzuat konusunda da mevzuatta değişiklik yapılması için kanun tasarısı hazırlanarak, Başbakanlığa sunulması yönünde tavsiyede bulunuldu.
Engelli Çocuğun Eğitim Hakkı Kararı :
Beş yıldır Piyano eğitimi alan ve müziğe yeteneği bulunan otizm engelli 15 yaşındaki C.G.G. nin, yasal temsilcileri, N.K. Güzel Sanatlar Lisesi tarafından yapılan yetenek sınavında çocuğa özel sınav şartlarının sağlanmaması sebebiyle eğitim hakkının engellendiğini belirterek, mağduriyetinin giderilmesi talebiyle kurumumuza başvurdu.
Yapılan başvurunun önemi dikkate alınarak, otizm engeli bulunan çocuğun yaşadığı sıkıntıları, sorunları anlamak, benzer sorunun bir daha yaşanmasını önlemek ve uygulama içinde engellilik alanında yeni düzenlemelere ihtiyacın varlığı ve çözüm önerilerini ortaya çıkarmak amacıyla araştırma ve inceleme yapılmasına karar verdik.
Olayı inceleme ve araştırmamız sonucunda; – Şikayete konu olaya ilişkin olarak, her devletin birincil önceliğinin engellilerin eğitim hakkını sağlamak, eğitime erişimin ve bireysel ihtiyaçların karşılanması olduğu,
– Devletin, yükümlülükleri kapsamında, mevcut ihtiyaçlar gereğince eğitim yöntemleri, müfredat ve değerlendirmeye ilişkin düzenlemeleri engelliye uyarlaması ve fiziksel ortamın ihtiyaca uygun hale getirilmesinin sosyal devlet, hukuk ve adil yönetimin gereği olduğuna karar verildi.
Sonuç olarak; Milli Eğitim Bakanlığı Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri Yönetmeliğinde, engelli bireylerin özel durumlarına uygun sınav ve eğitim imkanı sağlanacak şekilde değişiklik yapılması konusunda Milli Eğitim Bakanlığına tavsiyede bulunuldu.
Konya ilinde bir ilköğretim okuluna devam etmekte olan O.T., kurumumuza ilk olarak çocuk internet sayfasında yer alan mesaj formunu doldurarak sorununu iletmiştir. Sorunun önemi anlaşılarak O.T. , internet sayfasında yer alan başvuru formuna yönlendirilmiştir.
Başvuru içeriğinde ilköğretim öğrencisi O.T., eğitim görmekte olduğu okulunda çok sık öğretmen değişikliği olduğunu, 7 öğretmen değişikliği yaşadığını, okulun kadrolu öğretmeninin Konya ‘da başka bir eğitim kurumunda görevlendirildiğini, bu nedenle 2 yıldır sınıflarına vekil öğretmen geldiğini, bu durumun kendisini olumsuz etkilediğini belirterek, ailesi ile konuya yönelik yaptıkları başvurulardan da olumlu cevap alamadıklarını belirterek, yaşadığı kaygının giderilerek, okuluna kadrolu öğretmen atanmasını istemiştir.
Çocuk ve aile ile yapılan görüşmeler sonucu sorun, uluslararası sözleşmeler, çocuğun yüksek yararı, anayasal eğitim hakkı gözetilerek değerlendirilmiş ve bir mağduriyet ( menfaat ihlali )olduğu anlaşılarak, kapsamlı araştırma ve inceleme yapılmasına karar verilmiştir.
Olayı inceleme ve araştırmamız sonucunda; – Şikayete konu okulda, kadrolu öğretmene ihtiyaç var iken kadrolu öğretmenin başka bir alanda görevlendirildiği anlaşıldığından ihtiyacın göz ardı edilmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığı,
– Eğitim gibi temel bir kamu hizmetinin uzun süreli geçici personel olan ücretli öğretmenler tarafından yürütülmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığı,
-Eğitim hakkından, Uluslararası Sözleşmeler, Anayasa ve Kanunlarda belirtildiği üzere ( Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 4 üncü ve 28 ıncı maddesi, İnsan Hakları Sözleşmesine Ek protokolün 2 ıncı maddesi, Avrupa Sosyal Şartının 17 ıncı maddesi, T.C. Anayasasının 42 ıncı Maddesi ile Milli Eğitim Temel Kanunun 8 ıncı Maddeleri) hiç kimsenin yoksun bırakılamayacağı ve eşitlik ilkesi çerçevesinde verilmesi gereken bir hak olduğu,
– Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü maddesine göre çocuğu ilgilendiren tüm faaliyetlerde çocuğun yüksek yararının temel düşünce olduğu göz önüne alındığında, çocuğun tam gelişimi için ilköğretimin önemi, eğitim hizmetinin sürekliliğinin sağlanması sınıfta herhangi bir öğretmenin olması ile değil, onun bağ kurabildiği ve bu bağı devam ettirebildiği bir öğretmenin varlığı ile sağlanacağına, dolayısı ile tüm eğitim hayatını şekillendiren ve eğitimin bir anlamda temeli olan ilköğretimin ilk 3 yılında bir çocuğun 7 öğretmen değiştirmesinin baştan önlenmesi, önlenememiş ise bir itiraza gerek kalmaksızın derhal düzeltilmesinin hukukun, hakkaniyetin ve iyi yönetim ilkelerinin bir gereği olduğuna karar verildi.
Sonuç olarak; şikayete konu ilköğretim okuluna kadrolu bir sınıf öğretmeninin sürekli görevlendirilmesi hususunda, Konya Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Milli Eğitim Bakanlığına tavsiyede bulunulmuştur.
Kurumumuzca alınan tavsiye kararı sonrası, Konya Valiliğince konu değerlendirilerek, O.T.’nin eğitim görmekte olduğu ilköğretim okulu kadrolu öğretmenin il merkezinde devam etmekte olan geçici görevlendirmesi iptal edilerek, asli görev yerine dönüşü sağlanmıştır.
Çocuklar, biz Kamu Denetçiliği Kurumu olarak, 1 Mayıs 2013 günü Taksim Meydanı ve civarında toplantı ve gösteri yürüyüşünde bulunanlara karşı polisin orantısız güç kullanımı sonucu 18 yaşından küçük D. A.’nın yaralanması ve İstanbul Valisi’nin 2 Mayıs 2013 günü D. A. hakkında yapmış olduğu basın açıklamasına ilişkin olarak bir tavsiye kararı vermiş bulunmaktayız.
Olayı araştırma ve incelememiz neticesinde,
– 18 yaşından küçük D. A.’nın polis müdahalesinin aşırı olması nedeniyle, “kötü muamele” ye maruz kaldığı ve yaralandığı, bu durumun hem ülkemiz yasalarına hem de uluslararası yasalara aykırı olduğuna,
– D. A.’nın Çocuk Hakları Sözleşmesinin 15. maddesi (Çocuklar, başkalarıyla biraraya gelme, dernek kurma ve kurulu derneklere katılma hakkına sahiptirler.) ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11 inci maddesinde yer alan toplanma özgürlüğünün ihlal edildiğine,
– İstanbul Valisi’nin göstericiler ve D.A. hakkındaki basın açıklamasının kişinin şeref ve itibarını zedeler nitelikte olduğu değerlendirilmiş ve basın açıklamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesi ile Çocuk Hakları Sözleşmesinin 16 ncı maddesine (Çocukların özel, aile ve ev içi yaşantıları ile iletişime yönelik dış müdahalelerden, iftira ve haksız suçlamalardan korunma hakları vardır.) aykırı olduğuna, karar verdik.
Sonuç olarak Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsman) İstanbul Valisi’nin 1 Mayıs 2013 günü yaptığı basın açıklamasında yaşanan olaylar nedeniyle tüm İstanbul halkından özür dilediği için “özür dilenme” tekrar özür dilemesine gerek olmadığına, ancak, İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliğinden aşırı müdahale sonucu yaşı küçük D. A.’ya zarar verdikleri için hatalı davrandıklarını kabul etmelerini istedik.
Kurumumuza Çocuk İnternet Sayfasındaki (www.kdkcocuk.gov.tr) adresten başvuru formu doldurarak başvuran baba M.A., oğlunun 3 yaşında otizmli olduğunu ve oğlu A.A’nın ayda 8 saat almakta olduğu destek eğitimin 16 saate çıkarılması için kendisinin ödeme yapması gerektiğini, maddi imkanlarının yetersiz olması nedeniyle ödeme yapamadığını, söz konusu eğitimin gelişmiş ülkelerde ayda 160 saate kadar verildiğini belirterek, devletin bu eğitimde karşıladığı aylık saat miktarını artırması yönünde devlet desteği talebi ile kurumumuza başvurdu.
Yapılan başvurunun önemi dikkate alınarak, otizm engeli bulunan çocuğun yaşadığı sıkıntıları, sorunları anlamak, benzer sorunun bir daha yaşanmasını önlemek ve uygulama içinde engellilik alanında yeni düzenlemelere ihtiyacın varlığı ve çözüm önerilerini ortaya çıkarmak amacıyla araştırma ve inceleme yapılmasına karar verdik.
Olayı inceleme ve araştırmamız sonucunda;
· Şikayet konusunun Anayasa’da yer alan sosyal devlet ilkesi çerçevesinde ele alınması gerektiğini, ayrıca Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme gereğince, Sözleşmeye taraf devletlerin, engelli bireylerin herhangi bir ayrımcılığa uğramaksızın insan hakları ile temel hak ve özgürlüklerden yararlanmalarının güvence altına alınması gerekliliğini teyit ettiğini, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel çevreye, sağlık, rehabilitasyon ve eğitim hizmetlerine, bilgiye ve iletişime erişimin, engellilerin tüm insan haklarından ve temel özgürlüklerden tam yararlanmasını sağlama hususunda gerekli düzenlemeleri yapma yükümlülüğü altına girmiş olduklarını, gerekli eğitsel önlemler alındığında pek çok otizmli çocuğun yaşamlarının geri kalanını tipik gelişim gösteren akranlarıyla ve toplumla kaynaşarak sürdürebileceği,
· Engelli çocuklara yönelik olarak uygulanan destek eğitim programlarının erken çocukluk döneminde alınması halinde ileriki yıllarda bu çocukların özel eğitim desteğine olan gereksinimlerini azaltacağını,
· Erken çocukluk (okul öncesi) döneminde destek eğitim hizmeti alan söz konusu engelli çocuklara tanınan olumlu yöndeki (pozitif) ayrımcılığın sınırlandırıldığı ve bunun genişletilmesi gerektiği,
· 2015 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Tebliğine göre de 2015 yılı için (KDV hariç) aylık 8 saat bireysel eğitim için 434,00 TL, 4 saatlik grup eğitimi için 122,00 TL ödeme yapıldığı dikkate alındığında, devlet tarafından karşılanan ödeme tutarının toplamda çok yüksek olmadığı, devlet bütçesine ağır bir yük getirmediği dolayısıyla da devlet tarafından karşılanabilir bir tutar olduğu, ayrıca diğer ekonomik ve sosyal ödevlerinin aksaması sonucunu doğurmadığı,
· Engelli çocuğun tüm yaşamı düşünüldüğünde destek eğitim programlarında devletin karşıladığı aylık 8 saatlik bireysel ve aylık 4 saatlik grup eğitimindeki saat sayısını artırılmasının söz konusu engelli çocukların engellilik hâlinin etkilerinin en az seviyeye indirilmesi ve topluma katılımlarının sağlanması yönüyle son derece önemli olduğuna karar verildi.
Sonuç olarak; Okul öncesi eğitim döneminde destek eğitim hizmeti almakta olan engelli çocuklar için devlet tarafından karşılanan aylık saat miktarlarının Uluslararası standartlara uygun olarak makul oranda halen ödenen miktardan fazla artırılması için ilgili mevzuatta değişiklik yapılması hususunda Milli Eğitim Bakanlığı’na ve Maliye Bakanlığı’na, mevzuat değişikliği teklifine ilişkin tasarıyı gündeme alması yönünde takdir ve gereği için de Başbakanlık’a tavsiyede bulunuldu.